![]() |
Tweet |
Kaplan, gençliğin bağımlılık kıskacında yaşam enerjisini ve üretim potansiyelini kaybettiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Uyuşturucu ve bahis ağına düşen her genç, yalnızca bireysel bir trajedi yaşamıyor. Aynı zamanda, toplumun üretim gücü, kültürel bütünlüğü ve sosyal direnci zarar görüyor. Bu kaybı sadece aileler değil; devlet de uzun vadede telafi edemez.”
“Bu Sorun, Kolluk Gücüyle Sınırlı Kalacak Bir Mücadele Değildir”
Abdullah Kaplan, mücadelenin yalnızca emniyet boyutunda tutulmasının yeterli olmadığını, toplumsal bir seferberlik başlatılması gerektiğini vurguladı:
“Uyuşturucu ve bahisle mücadelede sadece ceza değil; önleyici eğitim, sosyal destek ve rehabilitasyon politikaları da geliştirilmelidir. Yerel yönetimlerden üniversitelere, aileden medya kurumlarına kadar herkes sorumluluk almalıdır.”
“Gençleri Umutsuzluğa Sürükleyen Ekonomik Zemin Dönüştürülmeden Kalıcı Çözüm Mümkün Değil”
Kaplan, özellikle genç işsizliğinin ve eğitimden kopuşun bu yapılar için uygun bir zemin oluşturduğuna dikkat çekti:
“Eğer gençlerin hayata dair bir umudu, işi, hedefi ve güveni yoksa; yasa dışı yapılar bu boşluğu dolduruyor. Devlet, yalnızca ceza kesen değil, yol açan bir irade ortaya koymalıdır. Gençlerin üretime, sosyal hayata ve değerli bir geleceğe katılması teşvik edilmelidir.”
Açıklamasının sonunda partinin duruşunu paylaşan Abdullah Kaplan, şu ifadeleri kullandı:
“ANAHTAR Parti olarak bu meseleyi günübirlik değil, uzun vadeli bir mücadele olarak görüyoruz. Sayın Genel Başkanımız Yavuz Ağıralioğlu’nun ifade ettiği gibi, uyuşturucu ve bahis yapılarıyla mücadele, bir partinin değil; bu ülkeyi seven herkesin görevidir. Gençliğimizin iradesine, aklına ve hayatına sahip çıkmak için mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz.”