![]() |
Tweet |
“TÜRK-İŞ Raporu Gerçeği Ortaya Koydu: Açlık 26 Bin, Yoksulluk 86 Bin Lirayı Aştı”
Başkan Adem Turaç, dört kişilik bir ailenin yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gereken yoksulluk sınırının 86 bin 36 TL’ye, açlık sınırının ise 26 bin 413 TL’ye yükseldiğini hatırlatarak, bu rakamlar karşısında hâlâ net bir zam kararı açıklamayan iktidarın kamu emekçisini yalnızlığa terk ettiğini vurguladı.
“Açıklanan rakamlar, halkın mutfağında her gün yaşanan gerçeğin bilimsel ifadesidir. Bu kadar açık bir tabloya rağmen, kamu işçisinin ücret artışı hâlâ belirsizliğini koruyorsa, orada sorumluluk değil, duyarsızlık hüküm sürüyordur.”
“Geciken Protokol, Sadece Bir Süreç Değil, Bir Krizdir”
Adem Turaç, Kamu Çerçeve Protokolü’nün imzalanamamasının yalnızca teknik bir mesele olarak ele alınamayacağını belirterek, işçinin her ay eriyen alım gücünün toplu sözleşme sürecinin kilitlenmesiyle daha da derinleştiğini ifade etti.
“Kamu çalışanı için zaman artık sadece takvimde değil, cebinde de ilerliyor. Her gün geciken karar, her gün eksilen sofra demektir. Bu durumun adı ekonomik planlama değil, adalet eksikliğidir.”
“Güvencesiz İstihdam, Statüsüz Emek, Sessiz Çalışan: Bu Yapı Değişmelidir”
Turaç, taşerondan geçen işçilerin kadro problemleri, belediye şirket işçilerinin güvencesiz yapısı ve yardımcı hizmetler sınıfının görmezden gelinen statü sorunlarının Kamu Çerçeve Protokolü ile kapsamlı biçimde çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtti.
“Kamuda eşit işe eşit ücret ilkesi çiğneniyorsa, çalışanlar arasında derin ücret uçurumları oluşuyorsa; bu sadece bir yönetim zafiyeti değil, aynı zamanda sosyal adalete vurulmuş bir darbedir.”
“Anahtar Parti, Emekçinin Vakit Kaybettiği Sistemi Değil, Hakkını Vakitlice Alan Bir Devleti Savunur”
Iğdır İl Başkanı Adem Turaç, Anahtar Parti’nin kamuda adaleti temel alan bir refah vizyonu taşıdığını belirterek açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Kamu Çerçeve Protokolü hâlâ imzalanmadıysa, bu artık sadece bir yönetim eksikliği değil, bir toplumsal sorumluluk krizidir. Anahtar Parti olarak biz, emekçiyi belirsizliğe mahkûm eden anlayışı değil; alın terini, zamanında ve eksiksiz teslim eden bir kamu düzenini savunuyoruz. İşçinin yükü büyürken, devletin susması kabul edilemez.”