![]() |
Tweet |
Aşkar, söz konusu yasanın “çevre koruma” adı altında halkın yaşamına, üretim biçimine ve ekonomik bağımsızlığına müdahale niteliği taşıdığını vurgulayarak, “Bu yasa, milletin değil; küresel finans çevrelerinin kaleminden çıkmıştır. İklim bahanesiyle topluma yeni bir vesayet sistemi dayatılıyor” dedi.
İklim Kanunu Değil, Toplum Mühendisliği Projesi
Ata Barlas Aşkar, kanunun çevre krizini çözmekten çok, vatandaşın yaşam biçimini dönüştürmeyi hedeflediğini belirtti. “Karbon ayak iziyle vatandaş puanlanacak, tüketim alışkanlıkları fişlenecek, köylü ne ekeceğini merkeze soracak, sanayiciye kota gelecek. Bu, doğrudan bir müdahaledir. Yani bu bir iklim kanunu değil, toplum mühendisliği projesidir” ifadelerini kullandı.
Çiftçiye Emir, Sanayiciye Ceza, Vatandaşa Kısıtlama
Aşkar, kanunun ekonomik etkilerinin doğrudan halkı mağdur edeceğine dikkat çekerek, “Sözde yeşil uyum kriterleriyle çiftçi destek dışı bırakılıyor, hayvancılık geleneksel yöntemlerden uzaklaştırılıyor, küçük işletmeler küresel piyasalara teslim ediliyor. Sanayiye yüklenen karbon maliyeti ise fiyat artışlarıyla vatandaşa yansıyacak. Halkı ekonomik olarak boğan hiçbir düzenleme meşru değildir” dedi.
Yeşil Maskeli Gri Gerçek: Dışa Bağımlılık
Ata Barlas Aşkar, fosil yakıt yatırımlarına kısıtlama getirilirken, dış kaynaklı yenilenebilir projelere öncelik verilmesini de sert sözlerle eleştirdi. “Enerjide dışa bağımlılığı artıran, yerli üretimi zayıflatan bu yaklaşım, sürdürülebilirlik değil, teslimiyet getirir. Paris Anlaşması’na uyum adına ülkenin bağımsız kalkınma yolları tıkanamaz” dedi.
İfade Özgürlüğü Tehlikede, Bilimsel Eleştiri Susturuluyor
Yasada yer alan “yanıltıcı bilgiyle mücadele” maddesini de özgür düşünceye yönelik bir tehdit olarak nitelendiren Aşkar, “Halkın, bilim insanlarının, gazetecilerin eleştirileri ‘yanıltıcı’ yaftasıyla bastırılmak isteniyor. Bu yaklaşım demokratik değil, otoriterdir. İklim krizi bahanesiyle özgürlükleri kısıtlayan hiçbir yasayı kabul etmeyeceğiz” dedi.
Adil Türkiye Partisi’nden Net Çağrı: Yasa Geri Çekilmeli, Halkla Birlikte Yazılmalıdır
Ata Barlas Aşkar, açıklamasının sonunda iklim yasasının halkın katılımı olmadan hazırlanmasını kabul etmediklerini belirterek şunları söyledi: “Bu yasa, halktan gizlenerek yazıldı. Şimdi de halkın hayatına müdahale ediyor. Adil Türkiye Partisi olarak, çevreyi koruyan ama insanı ezen değil, özgürlükçü ve milli bir iklim politikası savunuyoruz. Bu yasa derhal geri çekilmeli, yeniden ve halkın doğrudan katılımıyla hazırlanmalıdır.”
Adil Türkiye Partisi, çevre duyarlılığı ile birlikte ekonomik bağımsızlık, üretim hakkı ve demokratik katılım ilkelerinden taviz verilmemesi gerektiğini belirterek, Türkiye’nin kendi iklim politikalarını dış dayatmalarla değil, milletin iradesiyle belirlemesi gerektiğini vurguladı.