![]() |
Tweet |
“Ev Genci Tanımı, Başlı Başına Bir Alarmdır”
Karagöz, ne istihdamda ne eğitimde yer alan gençler için kullanılan ‘ev genci’ kavramının sıradanlaştırılmasının büyük bir toplumsal körlüğe işaret ettiğini ifade etti:
“Ev genci olmak ne bir tercih ne de keyfi bir durumdur. Bu tanım; dışlanmışlığın, değersizleştirilmiş emeğin ve yok sayılan yeteneğin adıdır. Bugün milyonlarca genç, ne çalışabiliyor ne okuyabiliyor ne de hayal kurabiliyor. Bu tablo normalleştikçe, toplumsal felç hali derinleşmektedir.”
“Gençler Yalnız Değil, Sistematik Olarak Yalnızlaştırılıyor”
Karagöz, gençlerin içinde bulunduğu durumun bireysel bir sorun değil, tamamen politik ve yapısal bir tercihin sonucu olduğunu söyledi:
“İktidar, gençlere seslenirken samimiyet değil, propaganda dili kullanıyor. Gençleri üretim dışına iten, liyakati değil bağlantıyı esas alan bu düzen; eğitimden istihdama kadar her alanda gençleri sistemin dışına itiyor. Bu bir ihmalkârlık değil, bilerek sürdürülen bir tercihtir.”
“Sözde Değil, Gerçek Bir Gelecek Vizyonu Gerekli”
Gençlere sürekli ‘sabredin’, ‘çalışın’, ‘evlenin’ çağrısı yapan yetkililerin, gençlerin gerçek yaşam koşullarından habersiz olduğunu vurgulayan Karagöz şöyle devam etti:
“Gencin barınacak evi, ulaşabileceği iş imkânı, insanca yaşayacağı bir maaşı yoksa neyi sabredecek? Üniversiteyi bitirip ailesine yük olan bir genç için evlilik, gelecek değil belirsizliktir. Gençliğin sırtına ahlak yükü koyanlar, önce onların önündeki adaletsizlik yükünü kaldırmalıdır.”
“Saadet Partisi, Gençlerin Yalnızlığına Ortak Olmak İçin Buradadır”
Ahmet Karagöz, açıklamasının sonunda Saadet Partisi’nin gençlik sorunlarına yaklaşımını şu sözlerle ifade etti:
“Gençlerin kaderine terk edilmesine razı olamayız. Biz, gençliği bir seçim kalabalığı olarak değil, ülkenin asli ortağı olarak görüyoruz. Ev genci olarak adlandırılan milyonların içinde bir cevher, bir fikir, bir gelecek potansiyeli vardır. Bu potansiyeli açığa çıkaracak olan; adaletli, şeffaf, liyakate dayalı ve onurlu bir düzendir. Saadet Partisi bunun için vardır.”