|
Tweet |
Korkmaz, halkın oylarıyla göreve gelen belediye başkanlarının, seçildikleri partiyi yarı yolda bırakmalarının kabul edilemez olduğunu vurguladı. “Sandık, halkın iradesinin en somut ifadesidir. O iradeye sadık kalmak, her siyasetçinin asli görevidir. Koltuk uğruna ilkelerinden vazgeçenler, hem kendi siyasi saygınlıklarını hem de temsil ettikleri makamın itibarını zedeler” dedi.
Son günlerde kamuoyunda tartışma yaratan “Adalet’te borsa algısı” söylemine de değinen Korkmaz, adaletin güvenilirliğinin toplumsal huzurun temeli olduğunu belirtti. “Adalet, günlük siyasi tartışmaların malzemesi yapılamaz. İnsanların yargıya güveni zedelenirse, devletin temel direği sarsılır” ifadelerini kullandı.
“Siyasi Baskılar, Özgür Düşünceyi ve Demokratik İşleyişi Boğar”
Korkmaz, siyasetçiler üzerinde kurulan baskıların ve açılan davaların, fikir hürriyeti açısından tehlikeli bir tablo oluşturduğunu dile getirdi. “Farklı düşüneni susturmak, iktidarın gücünü değil, demokrasinin zayıflığını gösterir. Eleştiri, demokrasinin sigortasıdır” diye konuştu.
“Yerel Yönetimlere Müdahale Halkın Tercihini Yok Saymaktır”
Korkmaz, yerel yönetimlere yönelik müdahalelerin kabul edilemez olduğunu belirterek, “Seçimle gelen her yönetim, görev süresi boyunca halkın tercihine uygun hareket etmelidir. Dışarıdan yönlendirme veya baskı, demokrasinin ruhunu yok eder” dedi.
Ahmet Korkmaz, siyasette uzun vadeli vizyon ve kararlılığın şart olduğunu belirterek, “Halk, günübirlik siyasi manevralardan bıktı. Artık net, şeffaf, ilkelerinden taviz vermeyen bir yönetim dili görmek istiyor. İlkesiz değişimler ve siyasi hesaplarla yürütülen politikalar, ülkenin geleceğini karartır” sözleriyle açıklamasını tamamladı.
