|
Tweet |
Gençlerin geleceklerini başka ülkelerde aramak zorunda kalmasının tesadüf olmadığını ifade eden Sağlam, “Bugün sokakta karşılaştığımız gençler, daha mezun olmadan yurt dışını planlıyor. Amsterdam başta olmak üzere Avrupa’nın birçok kentinde binlerce zeki Türk genci yaşıyor. En donanımlı evlatlarımızı ‘giderlerse gitsinler’ diyerek kaybediyoruz” dedi. Buna karşılık kimliği ve niyeti bilinmeyen kişilere sınırsız bir hoşgörü gösterilmesini eleştiren Sağlam, bu çelişkinin devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını vurguladı.
Tarım politikalarına da değinen Ahmet Sağlam, üreticinin kaderine terk edildiğini söyledi. Kooperatifleşmenin artık bir tercih değil zorunluluk olduğunu belirten Sağlam, “Arsaları birleştiremiyorsak üretimi birleştirmek zorundayız. Üreticiyi tek başına bırakmayacaksınız. Girdi maliyetlerini üstleneceksiniz, ürettiği ürünün kaça satılacağını önceden bilecek. Ne ekeceğini planlayacak, kazancını öngörecek. Tarım ancak böyle ayağa kalkar” ifadelerini kullandı.
Adalet sistemine ilişkin değerlendirmesinde ise sorunun yeni olmadığını hatırlatan Sağlam, yıllardır dile getirilen yapısal aksaklıkların artık inkâr edilemez hâle geldiğini söyledi. “Bugün ‘adalet reformu’ deniyor ama mesele çok açık. Bu ülkede bir adalet yok, bir de sistem yok. Adalet yoksa güven olmaz, sistem yoksa devlet işlemez” diyen Sağlam, gerçek bir reformun ancak samimi ve köklü bir yaklaşımla mümkün olacağını ifade etti.
Ahmet Sağlam açıklamasını, Anahtar Parti olarak gençleri yurt dışına gönderen değil, ülkede tutan; üreticiyi ezmeyen, destekleyen; adaleti slogan değil temel ilke hâline getiren bir Türkiye için mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek tamamladı.