![]() |
Tweet |
“TÜRKİYE’NİN ULUSAL GÜVENLİĞİ AÇISINDAN BİLİNMEYENLER KAMUOYUYLA PAYLAŞILMALIDIR”
Milletvekili Ali Yüksel, yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“Cumhuriyet tarihimizin en büyük ihaneti ve en kanlı terör geçmişine sahip olan PKK’nın fesih kararı, eğer doğruysa; bunun samimiyeti, kapsamı ve pratikteki yansımaları kamuoyuna şeffaf biçimde aktarılmalıdır. 40 yılda 40 binden fazla can kaybına neden olmuş bu örgütle ilgili atılacak her adım, milletimizin gözü önünde, hilesiz ve şartsız olmalıdır.”
12 SORUDA KAMUOYUNUN MERAK ETTİĞİ TÜM BAŞLIKLAR MECLİS GÜNDEMİNDE
Ali Yüksel'in soru önergesinde öne çıkan başlıklar arasında şu sorular yer aldı:
PKK’nın fesih kararıyla birlikte KCK başta olmak üzere bağlı tüm yapılar da tasfiye edilecek midir?
Ağır silahlar dahil tüm mühimmat Türkiye’ye nerede ve ne zaman teslim edilecektir?
PYD/YPG gibi uzantı yapılanmalar da bu süreçte tasfiye kapsamına alınacak mıdır?
Türkiye’nin sınır güvenliği ve YPG’nin Suriye ordusuna entegre edilme ihtimali karşısında alınacak tedbirler nelerdir?
PKK’nın lider kadrosuna dönük adli sürecin seyri ne olacaktır?
ABD ve İsrail gibi aktörlerin bu fesih sürecindeki rolü nedir?
Bu sürecin arka planında anayasa değişikliği ya da üniter yapının tartışmaya açılması gibi bir hedef var mıdır?
“MÜEBBET HÜKÜMLÜ ÖCALAN’A ÖDÜL MÜ VERİLECEK?”
Milletvekili Yüksel, özellikle PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a yönelik olası düzenlemelere dair kamuoyunda oluşan hassasiyete dikkat çekerek, şu soruyu da gündeme taşıdı:
“Bu sürecin sonunda Öcalan’a umut hakkı verilmesi, özgürlük tanınması ya da siyaset yapmasına olanak sağlanması gibi bir ödül mü planlanmaktadır?”
“YENİ ANAYASA GÜNDEMDE Mİ, ÜNİTER YAPI TEHLİKEDE Mİ?”
Ali Yüksel, açıklamasının sonunda, bu süreçle eş zamanlı olarak gündeme gelen yeni anayasa tartışmalarına da dikkat çekti. “Üniter yapımız korunacak mıdır? Yoksa Türkiye federasyonlaşmaya mı sürüklenmektedir?” sorusunu yönelterek, kamuoyunun taşıdığı haklı endişelerin yanıtlanmasını talep etti.
Milletvekili Yüksel’in açıklamaları, PKK’nın olası fesih sürecine karşı siyasi muhalefetin dikkatli, sorgulayıcı ve temkinli yaklaşımını yansıtması bakımından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.