|
Tweet |
“DÜNYANIN VİCDANI ORADAYDI, MÜSLÜMAN ÜLKELER SUSKUNDU”
Yüksel, Tunus’ta yaşananları şöyle aktardı:
“Somut Filosu, adeta bir vicdan hareketiydi. Arapça’da ‘somut’, ısrarla bir işin üzerine gitmek ve yılmamak anlamına geliyor. Bu yüzden vicdan filosu deniyor. Biz de partimizin görevlendirmesiyle ve şahsi isteğimizle oradaydık. Gazze’de yaşanan vahşet karşısında susmak mümkün değil. Çocuklar bombalanıyor, ilaç ve gıda girişine izin verilmiyor. İslam dünyası yöneticilerinin çoğu sadece kınamakla yetiniyor. Oradaki salonda Müslüman olmayan, ateist, sosyalist birçok insanın Gazze için ayağa kalktığını, sloganlar attığını gördüm ve utandım. Bu kadar hassasiyet gösteren yabancıların yanında Müslüman ülkelerin sessizliği yürek yaralıyor.”
“BEKLEDİK, BEKLEDİK, GEMİYE ALMADILAR”
Yüksel, Türkiye’den giden heyetin karşılaştığı engelleri şöyle anlattı:
“Saadet Partisi’nden 2, Gelecek Partisi’nden 1, Hüda Par’dan 1 ve bizim partimizden bir vekil olmak üzere toplam 5 milletvekili oradaydık. Günlerce toplantılara katıldık, yüklerimizi sırtlanıp limanlara gittik. Defalarca ‘bugün bineceksiniz’ dediler, ertesi gün ‘yarın’ dediler. Bekledik, bekledik, gemilere bir türlü geçiş izni verilmedi. Sonunda ‘gemilerin bir kısmı tamirat için kalacak’ gibi bahanelerle hiç kimseyi almadılar. Türk milletinin vicdanını temsilen orada olmamıza rağmen buna izin verilmedi.”
“VİCDANI OLANLAR UMUT VERDİ AMA SİYASİ ENGELLER HAYAL KIRIKLIĞI”
Yüksel, dünya kamuoyunun gösterdiği duyarlılığa rağmen yaşanan siyasi engellerin hayal kırıklığı yarattığını vurguladı:
“Oradaki sivil toplumun, farklı inançlardan ve ideolojilerden insanların Gazze için kenetlenmesi bize umut verdi. Ama ne yazık ki politik hesaplar bu vicdan hareketinin önüne geçti. Gazze’ye yardım ulaştırmak için yola çıkan milletvekillerinin bile gemilere alınmaması kabul edilemez.”
