|
Tweet |
Yeniden Refah Partisi Eskişehir İl Başkanı Faruk Güler, Beylikova’da bulunan 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervine ilişkin yaptığı açıklamada, bu stratejik kaynağın yalnızca Eskişehir’in değil, tüm Türkiye’nin geleceği açısından bir dönüm noktası olduğunu belirtti. “Bugün sahip olduğumuz bu dev rezerv, Türkiye’nin enerji dönüşümünde, teknolojik atılımında ve ekonomik bağımsızlık yolunda eşsiz bir nimettir” diyen Güler, tüm siyasi partileri, iş dünyasını, akademiyi ve kamuoyunu bu meselede ortak bir dil oluşturmaya çağırdı.
ESKİŞEHİR HALKINA VE TÜM YERLİ GİRİŞİMCİLERE ÇAĞRI
Güler, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Beylikova’da keşfedilen 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervi, Çin’in ardından dünyadaki en büyük ikinci kaynak olarak kayıtlara geçmiştir. Bu rezervin doğru değerlendirilmesi hâlinde sadece yıllık 570 bin tonluk saflaştırma kapasitesiyle değil, kuracağımız tesislerle de Avrupa’nın nadir toprak tedarik zincirinin baş aktörü olabiliriz. Eskişehir halkı bu kaynağın üzerinde yaşamaktadır. Artık bu topraklar sadece tarım değil, aynı zamanda ileri teknoloji ve sanayi demektir. Her bir vatandaşımızı, her bir sanayicimizi bu sürecin bir parçası olmaya davet ediyorum.”
TÜRKİYE’NİN JEOPOLİTİK GÜCÜNE GÜÇ KATACAK
Yeniden Refah Partili Güler, nadir toprak elementlerinin elektrikli araçlar, savunma sanayi, haberleşme uyduları, çip üretimi ve daha birçok kritik teknolojide kullanıldığına dikkat çekerek, “Bu maden sadece bir ekonomik değer değil, aynı zamanda stratejik bir güç unsurudur. Çin’in bu alandaki hegemonyasını dengeleyebilecek ülkelerden biri Türkiye olabilir. Bu kaynak, dışa bağımlılığı azaltacak, yerli ve milli üretimi büyütecek, döviz girdisi sağlayacak, ülkemizi kritik bir aktöre dönüştürecektir” dedi.
BU FIRSAT HEPİMİZİN GELECEĞİDİR
Güler, açıklamasını şu çağrıyla sonlandırdı:
“Bu mesele Eskişehir’in değil, 85 milyon vatandaşımızın meselesidir. Ülkemizin ekonomik bağımsızlığına giden yolda tarihî bir kavşaktayız. Bilimsel analizlerin şeffaf yapılması, çevresel sürdürülebilirliğin gözetilmesi ve uluslararası standartların sağlanması şartıyla bu rezervin ülkemiz yararına işlenmesi gerekiyor. Her siyasi görüşten, her kuruluştan, her meslek grubundan insanımız bu konuda birlik olmalı, bu nimeti Allah’ın bir lütfu bilip hep birlikte değerlendirmeliyiz.”
