|
Tweet |
Yerli ve Milli Parti Elazığ İl Başkanı İsmail Hakkı Çevik, Türkiye’de cezaevlerinin ve adalet sisteminin alarm verdiğini belirterek kapsamı net belirlenmiş bir genel affın artık kaçınılmaz bir ihtiyaç haline geldiğini söyledi.
Çevik, “Genel af neden yıllardır bekletiliyor? Cezaevleri yüzde 45 kapasite aşımıyla Avrupa birincisi. 11,6 milyon dosyayla yargı sistemi fiilen kilitli. Adaletin omuzlarına yüklenen bu ağırlık artık taşınamaz noktaya gelmiştir” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınan davalardaki artışın da durumun ciddiyetini gösterdiğini vurgulayan Çevik, “AİHM’e taşınan adil yargılanma ihlalleri sadece son beş yılda yüzde 70 oranında artmış. Bilim insanları ‘mevcut sistem sürdürülemez’ diyor, ama af hâlâ çıkarılmıyor. Bu artık hukuk üretmek değil, bilinçli bir oyalama politikasına dönüşmüş ayrımcılıktır” ifadelerini kullandı.
Yerli ve Milli Parti İl Başkanı Çevik, konunun sadece yargı değil, toplumsal bir sorun haline geldiğini belirterek, “Sorun çözülmesin diye bekletilen bir toplumsal yara haline getirildi. Binlerce insan pişmanlık duymuş, cezasını çekmiş ama sistemin tıkanıklığı yüzünden yeniden hayata karışamıyor. Devletin görevi insanı yok etmek değil, topluma kazandırmaktır. Bugün af, sadece bir yasa değil; aynı zamanda adaletin ve vicdanın yeniden inşası anlamına gelir” dedi.
Bir iki örnek verecek olursak:
Bir genç nefsi müdafa ile üç kişiye karşı kavga etmiş,11 Ay 20 gün ceza almış..Cezasını yatmış çıkmış..Bu kişi mahkum kadrosundan işe giremiyor, en az 12 Ay yatması gerek ! Yani daha fazla suç işlemeliymiş !
Devlet işine giremiyor, trafikte sıkıntılı bir an yaşamış, sabıka kaydıda silinmiyor, memur da olamıyor..
Şimdi bu durumda bu insan cahilce cinayet, gasp, vs gibi mi olacak,yani bu ve buna benzer kimseler açlığa mahkum edilmiştir..
Kanunda bir düzenleme olmadığı halde işçi sendika sözleşmesi der ki; 6 ay ceza alan kişi işten çıkarılınca bu kimse bunalmasında kim bunalsın.. Düşünün, üç kişi saldırıyor,nefsi müdafaa yapan kişinin yumruğu sert değmiş, parmakta kemik kırığı var, saldıranlarda bir şey yok diye ceza almış..
-Başka bir örnek: Haberi olmadan icraya verilen kişi, itiraz süresini kaçırınca haciz geliyor..
-Çek, senetlerde,faturalarda bazı ufak hatalar,gözden kaçan işlemler yüzünden iş adamları sabıkalı olabiliyor,mahkum olabiliyor, çalışanları dahil olmak üzere nice ekonomik kayıplar olmakta.. Ailelerin bu işlerden etkilenmemesi mümkün mü? Hele bu enflasyon canavarı ortamında..
PKK milyarlarca zarar vermiş, binlerce insanın ölümüne neden olmuş, bu kimselere barış süreci diye af düşünülmekte, cinayete katılsın katılmasın, çete, örgüt suçu var, bu kimse affoluyorda, başka birileri gerek siyasi, gerek örgütsel başka faaliyetler yaptığı için af kapsamı dışında tutulamaz..Kim olursa olsun..Hatta sadece siyasi söylemden işinden olanlar, mesleki gereği çalışmalarına imkan verilmelidir..Titrleri elinden alınmamalıdır..Eğer daha düşük bir siyasi söylemleri varsa işlerine iade edilmelidirler..
Bazı öğrenciler, lise, üniversite, ön lisans,lisans, yüksek lisans,doktora yapmaya çalışanlar, bir acil hastalık, ama rapor sunamamış, ekonomik vs nedenlerle yarım kalan okullarını titrlerini tamamlayamamaları dahi gerçekten büyük bir problemdir..Bu okuyan yazan, ama sağlık, kaza,ekonomik, siyasi vs nedenlerle mesleğini kaybeden insanları nasıl düşünemeyiz..
Taciz tecavüz , yetişkin taammüden kast ile gasp, çocuk, kadın kaçakçılığı ve devletin,hükümetin siyasal düşüncesine karşı siyasi gösteri vs suçları hariç, direk devlete,vatana,halka ihanet suçları ayrı şeylerdir..Bunlar için farklı düzenlemeler yapılabilir...Bunlarla ilgili cezaları neyse çekenlerde elbette hapisten çıkabilir..Bunlar başka...
Başkan İsmail Hakkı Çevik, sözlerini şu uyarıyla tamamladı:
“Bu ülkenin adalet sistemi bu yükü daha fazla kaldıramaz. Af, bir zayıflık değil; devletin vicdanının tecellisidir. Artık bu sessiz çığlık duyulmalı, toplumsal barış için adım atılmalıdır.”