|
Tweet |
Yaşanılan hukuksuzları dile getiren ve AİHM’e giden her üç davadan birisi Türkiye’den gitmektedir diyen CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, “Yeni adli yıl, hukuksuzluğun kurumsallaştığını bir kez daha gözler önüne seren acı bir tablo ile açılıyor” dedi.
CHP’li Bülbül’ün açıklaması şöyle;
“ADİL YARGILANMA HAKKI İHLALLERİNİN TOPLAM İHLALLER İÇERİSİNDEKİ ORANI %79,2”
Türkiye, bugün yurttaşın iç hukukta adalet bulamayarak çareyi Strazburg’ta aramak zorunda bırakıldığı bir ülkeye dönüşmüştür.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önünde 2024 yılı sonu itibarıyla Türkiye aleyhine bekleyen 21.600 dosya vardır. AİHM’e giden her üç davadan birisi Türkiye’den gitmektedir.
30 Haziran 2025 tarihinde açıklanan veriler, Anayasa Mahkemesi için de durumun farklı olmadığını ortaya koymaktadır. Bugüne kadar 686 binden fazla bireysel başvuru sonuçlandırılmış ve 113 binden fazla dosya AYM’de çözülmeyi beklemektedir. Adil yargılanma hakkı ihlallerinin toplam ihlaller içerisindeki oranı %79,2 olarak kayda geçmiştir.
“AVUKATLIK MESLEĞİNİN İTİBARI İKTİDARIN HAKSIZ SALDIRILARIYLA TAHRİP EDİLMİŞTİR”
Savunma hakkı, bu çöküşün en ağır darbe alan alanıdır. Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Av. Mehmet Pehlivan’ın hukuksuzca tutsak edilmesi, yargı bağımsızlığına ve savunma makamına doğrudan bir saldırıdır. İBB Kumpas davasında savunmayı üstlenen avukatlar, sırf mesleki faaliyetleri nedeniyle hedef alınmış, hukuki güvenceleri yok sayılmıştır.
Avukatlık Kanunu 58’inci maddesi ile öngörülen güvenceler hiçbir makul gerekçe olmaksızın yok sayılmış, Avukatlık mesleğinin itibarı iktidarın haksız saldırılarıyla tahrip edilmiştir. Unutulmamalıdır ki: “Savunmasız” yargılamanın ortaçağdaki engizisyon mahkemelerinden hiçbir farkı yoktur.
Savunma makamının bireysel ve kurumsal manada hedef alındığı bu süreçte Türkiye’nin en büyük barosu olan İstanbul Barosu’na yöneltilen mesnetsiz dava ve ceza yargılamaları, doğrudan ve açıkça savunma makamının kurumsal varlığını hedef almaktadır.
Hukuk devleti, günde beş vakit tekrarlanan “Türkiye bir hukuk devletidir” ezberiyle inşa edilmez.
“YURTTAŞLARIN ADALET BULAMAYIP AİHM KAPISINA SÜRÜKLENDİĞİ BİR ÜLKE HALİNE GELMİŞTİR”
Bugün Türkiye; Yandaşa başka, muhalife başka hüküm verilen çifte hukuk düzeninin uygulandığı, Avukatların zindanlara atıldığı, Baroların pasifleştirilmeye çalışıldığı, AYM kararlarının uygulanmadığı, Anayasanın rafa kaldırıldığı, Yurttaşların kendi ülkesinde adalet bulamayıp AİHM kapısına sürüklendiği bir ülke hâline gelmiştir.
Hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edildiği, yargı bağımsızlığının sağlandığı, savunma hakkının güvence altına alındığı bir Türkiye mümkündür. O günlere olan inancımızla; mesleğini onuruyla icra eden hâkimlerin, savcıların, avukatların ve tüm yargı çalışanlarının yeni adli yılını kutluyor, adaletin yeniden hâkim olacağı bir ülke için mücadele kararlılığımızı yineliyoruz.
