![]() |
Tweet |
Yontar, konuşmasında, iklim krizinin etkilerinin azaltılması ve karbon salınımının düşürülmesi için yasal bir düzenlemenin gerekliliğine işaret ederek, “CHP olarak yıllardır bu konuda bir kanun hazırlanması gerektiğini dile getiriyoruz.” dedi. Ancak hazırlanan teklifin kapsamı ve süreci açısından büyük eksikler barındırdığına dikkat çeken Yontar, “AKP iktidarı bu kanunu da her zaman olduğu gibi çevre örgütlerinden, akademisyenlerden, yerel yönetimlerden, sivil toplumdan uzak, kapalı kapılar ardında hazırladı. ‘Ben bilirim, ben yaparım’ anlayışıyla hareket etti.” ifadelerini kullandı.
“Krizleri Bile Yönetemeyen Bir Düzenleme”
İklim Kanunu teklifinin, ne iklim krizini durdurmaya yönelik somut bir çözüm sunduğunu ne de mevcut krizlerin yönetilebileceğini ortaya koyduğunu belirten Yontar, teklifin içeriğinde ormanlar, su kaynakları, hava ve denizlerin korunmasına dair ciddi hiçbir önlem olmadığını söyledi. Kanunu “iklim adaletinden uzak, denetimsiz, sermayeyi koruyan” bir metin olarak nitelendiren Yontar, çiftçiler, işçiler, yoksullar ve kırılgan kesimlerin kanun dışında bırakıldığını vurguladı.
“2053 Hedefleri Yok, Karbon Piyasası Var”
Yontar, konuşmasında fosil yakıtların kullanımının kademeli olarak azaltılmasına ve 2053 yılına kadar tamamen sonlandırılmasına yönelik hiçbir hedefin teklifte yer almadığını hatırlatarak, “Bu kanun doğayı değil, sermayeyi önceliyor. Karbon salınımı azaltılacak deniyor ama emisyon borsası kurulmak isteniyor. Bu da suyumuzun, toprağımızın, havamızın daha da kirlenmesi demek.” diye konuştu.
“Ergene Hâlâ Ölüm Saçıyor”
Konuşmasının bir bölümünü Tekirdağ’daki çevre sorunlarına ayıran Yontar, özellikle Ergene Nehri’ndeki kirliliğe dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2011 yılında “şırıl şırıl akıyor” dediği nehrin hâlâ kapkara aktığını belirten Yontar, ileri biyolojik arıtma tesislerinin bir an önce tamamlanması çağrısında bulundu. “Ergene Nehri, barındırdığı ağır metallerle çevresini ve toprakları ölümle tehdit ediyor. Bu bölgede yaşayan insanlarımızı göz göre göre kaybediyoruz.” dedi.
“Tekirdağ Halkı Çevre Felaketine Mahkûm Ediliyor.”
Yontar, Süleymanpaşa’daki Ceyport Limanı’nda çevre ve mahkeme kararları hiçe sayılarak yapılan kapasite artırımı ve Marmara Ereğlisi’nde planlanan LNG depolama alanlarını da gündeme taşıdı. Ayrıca Zorlu Enerji’nin planladığı rüzgar enerji santralleri ve türbin projelerinin çevreye duyarsız bir şekilde yürütüldüğünü vurguladı.
“Kiraz Taneyle Yeniyor, OSB’lerde Doğalgaz Hâlâ Yok”
CHP’li Yontar, Tekirdağ’ın sembolü olan kirazın taneyle satıldığını, ailelerin çocuklarına kirazı tane tane tattırmak zorunda kaldığını dile getirerek ekonomik ve ekolojik krizlerin iç içe geçtiğine dikkat çekti. Malkara, Hayrabolu ve Ergene’deki organize sanayi bölgelerinde hâlâ doğalgaz bulunmadığını belirten Yontar, “Fosil yakıt kullanımı bu bölgelerde çevreye ciddi zararlar vermeye devam ediyor.” dedi.
“İklim Kanunu Gerçekçi Olmalı.”
Yontar, sözlerini şöyle tamamladı: “Gerçek bir iklim kanunu; fosil yakıtlardan çıkışı taahhüt etmeli, yerel yönetimleri sürece dahil etmeli, karbon piyasası değil karbon azaltımı hedeflemelidir. Eğer bu ülkenin çocuklarına yaşanabilir bir gelecek bırakmak istiyorsak doğayı değil, rantı dizginleyin. Bu haliyle bu kanunu desteklemiyoruz.”