|
Tweet |
“NÜFUSUN KÜÇÜK BİR KESİMİ PAYIN BÜYÜĞÜNÜ ALIYOR — GERİSİ KIRINTIYLA YAŞIYOR”
Çetinkaya, kişi başına düşen gelirin sadece matematiksel bir bölme işlemi olduğunu vurguladı:
“Evet, gayri safi milli hasılayı nüfusa bölerseniz 17 bin dolar gibi bir rakam çıkabilir. Ama bu izafi bir hesap. Çünkü Türkiye’de nüfusun küçük bir bölümü gelirin büyük kısmını alıyor. Geri kalan milyonlar ise gayri safi milli hasıladan sadece kırıntı alıyor. Bölüşüm teorisine bakmadan bu rakamı savunmak, ekonomik tabloyu çarpıtmaktır.”
“17 BİN DOLAR DOĞRUYSA O ZAMAN ASGARİ ÜCRET NEDİR? EMEKLİ MAAŞI NEDİR?”
Çetinkaya bu kez çok net bir soru sordu:
“Eğer fert başına gelir gerçekten 17 bin dolarsa, o zaman bu ülkede asgari ücret kaç para? Emekli maaşı kaç para? Bugün 17 bin dolar yaklaşık 700 bin liraya denk geliyor. Peki insanların evine ayda 50–55 bin lira mı giriyor? Hayır. Bu rakamlar gerçeğin yanından bile geçmiyor.”
“RİYAKÂR HESAPLARLA EKONOMİK GERÇEKLİK GİZLENEMEZ”
Çetinkaya hesaplamadaki sahte refaha dikkat çekti:
“Gayri safi milli hasılanın rakamını alıp nüfusa bölersiniz, ortaya parlak bir tablo çıkar. Ama gerçek sokakta yaşanıyor. 16 bin lira emekli maaşı, 22 bin lira asgari ücret… Bunların hepsi açlık sınırının altında. Eğer kişi başı gelir gerçekten 17 bin dolar olsaydı, Türkiye’de yoksulluk bu kadar derin olur muydu?”
“MİLYONLARCA İNSAN BU PAYLAŞIMDAN HİÇBİR PAY ALAMIYOR”
Çetinkaya, “Yüksek gelire sahip küçük bir zümre var. Onların kişi başı gelirleri 50 bin, 100 bin dolar olabilir. Ama bu kitle nüfusun çok küçük bir bölümü. Geride kalan milyonlar açlık sınırında. İşte bölüşüm adaletsizliğinin gerçek fotoğrafı budur,” dedi.
“BÖYLE BİR TABLOYU GÖRÜP HÂLÂ PEMBE TABLO ÇİZMEK HEM AKLA HEM VİCDANA TERSTİR”
Çetinkaya, açıklamasını şu uyarıyla bitirdi:
“Türkiye’nin gerçek kişi başı geliri, iktidarın gösterdiği tabloda değil; pazar filesi taşırken zorlanan vatandaşın bütçesinde, emeklinin maaş kuyruğunda, market raflarının önünde okunur. Bu toplum gerçek rakamları hak ediyor.”