|
Tweet |
Şen, bu olayın hem hukuk devleti ilkesi hem de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tarafsızlığı açısından ciddi tehlikeler barındırdığını vurguladı.
Açıklamasında, ordunun liyakat ve adalet anlayışına zarar veren bu tür uygulamalara karşı sessiz kalınmaması gerektiğinin altını çizdi.
"KİM BİLİR NERELERDE KALACAK VE ASİ DİYE BİR KÖŞEYE ATILACAKTIM"
Konuya tarihsel bir perspektif kazandıran Engin Şen, Binbaşı Enver Bey’in hatıratından yaptığı şu alıntıyı paylaştı:
> "Vardar Kapısı'ndan çıkarken nişanlarımı söktüm. Biraz müteessirdim. Bütün eski hayallerim; iyi, büyük bir asker olmaktı. Halbuki şu andan itibaren, artık bir hiçtim. Kim bilir nerede ve hangi kurşunla vurularak, kim bilir nerelerde kalacak ve asi diye, bir köşeye atılacaktım. Ama bir gün gelecek ve o gün beni rahmetle ananlar, elbette bulunacak..."
Bu ifadelerin, istibdat dönemindeki baskılara karşı verilen mücadeleden alınacak dersler açısından önemli bir hatırlatma olduğunu söyledi. Şen, haksız yere ihraç edilen genç teğmenlerin bir gün haklarının iade edileceğine ve bu süreçte toplumun vicdanının da onların yanında olacağına dair inancını dile getirdi.
"RÜTBELER GİDER, FAKAT MİLLET HAK ETTİĞİNİ YENİDEN VERİR!"
Engin Şen açıklamasının devamında, Binbaşı Enver Bey’in Harbiye yıllarından ve istibdada karşı verdiği mücadeleden örnekler sunarak şunları söyledi:
> "Enver Paşa Harbiye ikincisiydi; İsmail Hakkı Paşa ise birincisiydi... Yukarıdaki düşünceler, istibdada karşı ayaklanıp dağa çıkarken Enver Bey’in aklında geçenlerdi. Çok geçmeden hürriyet ilan edildi. Enver, basamakları ikişer ikişer çıktı; önce Abdülhamid’i devirdi, sonra Harbiye Nazırı oldu. Binaenaleyh bu milletin önderleri bu şekilde yetişti. Bu nedenle, rütbeler, unvanlar gider; fakat bu milletin necip evlatları, hak ettiği yere tekrar ulaşırlar."
Engin Şen, "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" diyenlerin bu ülkedeki varlığının hiç kimse tarafından bastırılamayacağını ve demokratik laik Cumhuriyetin savunucularının tarih boyunca her zaman hak ettikleri yeri bulacağını ifade etti.
Şen ayrıca, hukuki gerekçelere dayanmayan bu tür düzenlemelerin, ordunun toplum nezdindeki güvenilirliğini de zedeleyeceğini belirtti.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin demokrasiye, adalete ve laik cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğini söyleyen Şen, Türk ordusunun onurunu korumanın bütün ülkede yaşayanlar için bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
