|
Tweet |
Doğan, “Bir devlet kurumu olarak TRT, sadece içerikleriyle değil, altyapısıyla da kamu vicdanını temsil etmelidir. Stratejik bir yapıyı ekonomik gerekçelerle yabancı unsurlara teslim etmek, milli güvenlik açısından kabul edilemez bir zafiyettir” ifadelerini kullandı.
“En Düşük Teklif, En Büyük Tehdit Olabilir”
TRT’nin, Appsflyer isimli İsrailli bir firma ile çalışmasının kamuoyunda ciddi rahatsızlık uyandırdığını belirten Ferruh Doğan, “Eğer bir devlet kurumu en mahrem verilerini ve dijital altyapısını sadece maliyet üzerinden değerlendiriyorsa, bu yalnızca yönetim zafiyeti değil, aynı zamanda bir beka sorunudur. Kamu kurumlarında ucuzluk değil, güvenlik esas alınmalıdır” dedi.
TRT’nin İstanbul’da düzenlenen ‘Özgür Gazze Mitingi’ni görmezden gelmesini de eleştiren Doğan, “Binlerce insanın mazlum Filistin halkı için bir araya geldiği bir organizasyonun kamu yayıncısı tarafından yok sayılması, milletin sesine kulak tıkamaktır. TRT, milletin kurumudur; iktidarın değil” açıklamasında bulundu.
“Ortadoğu’da Barış İçin Tek Yol: Adalet ve Dayanışma”
İsrail ile İran arasında tırmanan gerilimi değerlendiren Ferruh Doğan, “Bölgeyi yangın yerine çeviren politikalara karşı durmanın tek yolu adalet temelinde kurulan bir bölgesel dayanışmadır. Emperyalizmin dayattığı çatışma senaryolarına karşı D-8 gibi yapılar güçlendirilmelidir. D-8, artık sembolik bir birlik olmaktan çıkarılmalı, etkin bir bölgesel çözüm gücüne dönüştürülmelidir” dedi.
“Milli Yazılım, Milli Güvenliğin Temelidir”
TRT’nin yerli ve milli yazılım yerine İsrail merkezli bir firmayı tercih etmesini sert bir dille eleştiren Doğan, şunları söyledi:
“Bir yazılım meselesi olarak görülemez bu konu. Bu, doğrudan güvenlik ve egemenlik meselesidir. TRT gibi stratejik bir kurumun altyapısının başka bir ülkenin kontrolündeki bir firmaya teslim edilmesi, adeta yangına körükle gitmektir. Derhal bu yanlıştan dönülmeli, yerli yazılım ve milli çözümlere geçilmelidir.”
Açıklamasını Türkiye’nin temel meselelerine dair çağrıyla sürdüren Ferruh Doğan, “Biz Saadet Partisi olarak; yalnızca dış politikada değil, ekonomi, eğitim, medya ve kamu yönetimi gibi her alanda adalet, şeffaflık ve milli duruşu esas alan bir yönetim anlayışını savunuyoruz. Halkın vergileriyle işleyen her kurum, halkın hassasiyetlerine saygı duymakla yükümlüdür. Biz bu anlayışın takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.
