![]() |
Tweet |
İÇ VE DIŞ GÜVENLİK TEHDİT ALTINDA
Türkiye’nin güney sınırlarının kontrolsüz hale geldiğini vurgulayan Ahmet İmrek, şu açıklamalarda bulundu:
"Bugün ülkemizin en büyük güvenlik tehdidi güney sınırlarımızdır. Ancak sınırlarımızda etkin bir güvenlik önlemi olmadığı gibi, Türkiye’yi yönetenler bu konuyu tamamen göz ardı etmiş durumda. Mayınları temizledik, sınırlarımızı delik deşik ettik, şimdi ise kaçak girişlerin önüne geçemiyoruz. Biz metrobüse binerken turnikelerden geçemiyoruz ama ülkeye her gün binlerce kaçak elini kolunu sallayarak giriyor. Türkiye’nin sınır güvenliği yok edilmiştir ve bu durum hem iç güvenliğimizi hem de ülkenin geleceğini tehlikeye atmaktadır."
ASKERİ GÜÇ ZAYIFLATILDI, EMNİYETİN ELİ KOLU BAĞLANDI
İç güvenliğin ve ordunun bilinçli bir şekilde zayıflatıldığını ifade eden İmrek, şu çarpıcı değerlendirmelerde bulundu:
"Askerlik süresinin 6 aya indirilmesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gücü bilinçli olarak zayıflatıldı. 6 ayda bir askere ne sağa sola dönüş öğretebilirsiniz ne de tam anlamıyla muharebe sanatı. Bugün herhangi bir saldırıya karşı ordumuzun hazırlıklı olması için ciddi reformlar gerekiyor. Jandarma, bilinçli olarak İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. Oysa jandarma tekrar Genelkurmay’a bağlanmalı ve asli görevini yerine getirmelidir. Emniyet güçleri, artık suçluları yakalarken bile tereddüt yaşıyor. Çünkü arkasında bir siyasi baskı olup olmadığını düşünüyor. Polis, işini yaparken acaba görevden alınır mıyım, sürülür müyüm diye korkmamalıdır. Türkiye’nin güvenliği ancak güçlü bir hukuk devletiyle sağlanabilir, mevcut sistemle değil."
YARGI BAĞIMSIZLIĞI TAMAMEN ORTADAN KALKTI
Son yıllarda yargının siyasallaştığını ve adaletin iktidarın kontrolü altına alındığını belirten Ahmet İmrek, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’de adalet artık bir kişinin iki dudağının arasından çıkan kelimelerle şekilleniyor. Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyor, mahkemeler siyasi talimatlarla hareket ediyor. Bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuşmasını tamamlamadan hakkında soruşturma açılıyor. Muhalefet üzerindeki baskılar giderek artıyor. Ancak iktidarın yanındaysanız, en büyük suçları bile işleseniz kimse size dokunmuyor. Yargının bağımsız olmadığı bir ülkede adalet olmaz, güvenlik olmaz, ekonomi düzelmez. Türkiye’nin en büyük sorunu, bağımsız bir yargı sisteminin yok edilmesidir. Eğer bugün mahkemelerde kararlar siyasi iradeye göre alınıyorsa, bu ülkenin geleceği karanlıktır."
TÜRKİYE ARTIK SUÇ CENNETİNE DÖNÜŞTÜ
Uyuşturucu baronlarının, silah kaçakçılarının ve suç örgütlerinin Türkiye’de rahatça hareket ettiğini belirten İmrek, şunları söyledi:
"Türkiye artık suç cennetine dönüştü. Silah kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti, kara para aklama, çocuk istismarı, kadın cinayetleri… Her geçen gün daha da artıyor. Çünkü bu suçları işleyenler cezalandırılmıyor. Türkiye, dışarıdan bakıldığında suçluların rahatça hareket edebildiği bir ülke haline geldi. Bugün dünya üzerinde en çok kara para aklanan ülkeler arasında gösteriliyoruz. Mafya liderleri, uyuşturucu baronları Türkiye’ye sığınıyor ve koruma altında faaliyetlerine devam ediyor. Biz Türkiye’nin temiz toplum idealine dönmesi için mücadele edeceğiz. Çünkü suçla mücadele edilmezse, ülke çöküşe sürüklenir."
SANDIK GELMELİ, ÜLKE DEMOKRASİYE DÖNMELİDİR
Türkiye’nin yeniden hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlet yapısına kavuşması gerektiğini vurgulayan Ahmet İmrek, şu çağrıyı yaptı:
"Bu sistem artık sürdürülebilir değil. Türkiye, her geçen gün daha da büyük bir çıkmaza sürükleniyor. Yargının bağımsız olmadığı, güvenliğin sağlanamadığı, suçluların serbest dolaştığı bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Türkiye bu kaostan ancak sandıkla çıkabilir. Artık erken seçim kaçınılmazdır! Türkiye’yi daha fazla ekonomik ve güvenlik krizlerine sürüklemeden, halkın iradesi sandığa yansımalıdır. Biz Türkiye Uyanış Partisi olarak adaletin, hukukun ve güvenliğin tesis edilmesi için var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz!"