![]() |
Tweet |
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen ve kamuoyuna “çevreyi koruma” hedefiyle sunulan İklim Kanunu’na ilişkin değerlendirmede bulunan Anahtar Parti Sakarya İl Başkanı Hakan Yazıcı, yasaya sert sözlerle tepki gösterdi. Yazıcı, “Bu metin çevre yasası değil; vatandaşın yaşam tarzını, üreticinin ürününü, sanayicinin yatırımını yönlendiren bir kontrol yasasıdır” ifadelerini kullandı.
Yazıcı, İklim Kanunu’nun halktan gelen taleplerle değil, küresel dayatmalarla şekillendiğini vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yerli olan halktan doğar. Millî olan milletin menfaatini korur. Bu yasa ne yerli, ne de millîdir. Aksine, uluslararası taahhütlerin ve finansal merkezlerin taleplerine uygun olarak hazırlanmıştır.”
“Karbon ayak izi bireyi etkilemeyecek” deniyor, ancak bireysel tüketim, ulaşım ve enerji kullanımı izlenerek sınıflandırılıyor.
“Emisyon vergisi sadece sanayiciyi ilgilendirir” deniyor, fakat artan maliyetler doğrudan vatandaşın cebine yansıyor.
“Tarım destekleniyor” deniyor, ancak yalnızca belirli ‘uyumlu’ ürünleri eken çiftçiler destek alabiliyor.
“Hayvancılığa yasak yok” deniyor, fakat otlatma alanları sınırlandırılıyor, metan salımı bahanesiyle üretici baskılanıyor.
“Paris Anlaşması kalkınma dostudur” deniyor, ancak kırsal alanlar karbon sertifikası sistemine dahil edilerek piyasa mantığına açılıyor.
“Fosil yakıtlardan vazgeçilmeyecek” deniyor, ama bu alandaki yatırımlar finansal olarak imkânsız hâle getiriliyor.
“İfade özgürlüğü korunuyor” deniyor, oysa resmi görüş dışındaki açıklamalar ‘yanıltıcı bilgi’ kapsamında değerlendirilebilir.
“Karbon ayak izine göre ceza yok” deniyor, ancak ulaşım, kredi, sigorta gibi hizmetlerde bu ölçütlerin sınırlayıcı hale gelmesi ihtimali açıkça ortada.
Anahtar Parti Sakarya İl Başkanı Hakan Yazıcı, açıklamasının sonunda şu ifadelere yer verdi:
“Biz çevrenin korunmasından yanayız. Ancak bu yasa çevreyi değil, tüketimi; doğayı değil, dışa bağımlılığı korumaktadır. Gıda egemenliğinden enerji güvenliğine kadar birçok başlığı ilgilendiren bu metin, halkın iradesi üzerinde yeni bir vesayet kurma girişimidir. Kabul etmiyoruz.”
Yazıcı, kamuoyunun gerçekleri öğrenme hakkı olduğunu belirterek, İklim Kanunu’nun tüm yönleriyle şeffaf biçimde tartışılmasını ve halkın çıkarına olacak şekilde yeniden düzenlenmesini talep ettiklerini vurguladı.