![]() |
Tweet |
“Bugün Türkiye, geçmişte defalarca yaşadığı bir sürecin benzerini yeniden tartışıyor. 1999’dan bu yana çözüme dair defalarca fırsat doğdu ancak her seferinde sonuç, toplumsal huzura değil daha derin kırılmalara yol açtı. Şimdi kamuoyuna sorulmadan atılmak istenen adımların gerekçesi nedir? Hangi ihtiyaç, hangi irade, hangi hesap bu süreci dayatmaktadır?”
“EKONOMİK GEREKÇELER, MİLLİ İRADEYİ YOK SAYMANIN KILIFI HALİNE GETİRİLEMEZ”
Yazıcı, yaşanan ekonomik darboğazın, milli meselelerde sessizlik ya da acelecilik gerekçesi yapılamayacağını ifade etti:
“Sakarya halkı ekonomik yükün farkındadır. Ancak hiçbir ekonomik zorluk, bir milletin onuru, güvenliği ve şehit hatırası üzerinde pazarlık yapılmasına gerekçe olamaz. Barış arayışı, ekonomik sıkışmışlığın değil, toplumsal uzlaşının ürünü olmalıdır.”
“SAKARYA’NIN MİLLİ DURUŞU TARTIŞMASIZDIR”
Sakarya’nın her dönem birlik, dirayet ve vatan savunması konusunda gösterdiği kararlı tutuma dikkat çeken Yazıcı, şehrin bu tür süreçlerde dikkatle dinlenmesi gerektiğini vurguladı:
“Bu şehir, Balkanlardan Anadolu’ya uzanan yüz binlerce ailenin yurt bildiği topraklardır. Her hanede vatan için verilmiş bir emek, bir kayıp, bir dua vardır. Sakarya, çözüm değil; çözümün nasıl yapılacağıyla ilgilenmektedir. Toplumun bilgi sahibi olmadığı, şehit ailelerinin onayını almadığı bir süreçte, kimsenin huzurdan söz etmeye hakkı yoktur.”
“REFERANDUM, HEM ŞEFFAFLIKTIR HEM DE VİCDAN TESTİDİR”
Basın açıklamasını referandum çağrısıyla tamamlayan Hakan Yazıcı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Anahtar Parti olarak bizler, milletin iradesinin dışında kalan hiçbir siyasi adımı doğru bulmuyoruz. Barış adı verilen süreç, açıklıkla yürütülmeli; halkın rızası mutlaka alınmalıdır. Bu da ancak referandumla mümkündür. Bedelini bu millet ödüyorsa, kararı da millet vermelidir.”