|
Tweet |
“Bu görüntüler bir ülkenin çöküş belgesidir”
Saha incelemelerinde kaydedilen şu tablo kamuoyuna aktarıldı:
Su yok
Elektrik yok
Doktor yok
Mama yok
Alt yapı yok
Temizlik yok
Güvenlik yok
“Bu şartlar suçlulara uygulansa dünya ayağa kalkar. Manisa’da suçsuz hayvanlar bu şartlarda ölüme bırakılıyor.”
“Çocukların gözünün önünde hayvanlar boğma aparatıyla sürükleniyor: Bu hangi hükümetin uygulaması?”
HAKDEM, toplama sırasında annesine ağlayarak ses kaydı gönderen küçük bir çocuğun hikâyesini paylaşarak şunları söyledi:
“Bir çocuk, sevdiği hayvanı boğma aparatıyla sürüklenirken izlemek zorunda kalıyorsa, burada sadece hayvan hakkı değil, toplumun psikolojik güvenliği de yok edilmiştir.”
“Belediyeler 2028’e kadar yaşam alanı yapmak zorundaydı… Peki neden ölüm alanı yaptılar?”
“Kanun açık. 2028’e kadar yaşam alanları kurulacaktı. Ama Manisa’da belediyeler ölüm padokları kurdu. Bu, ihmalle açıklanamaz: Bu siyasi bir tercihtir.”
“Bu sadece AKP’nin talimatı değil, CHP’nin de imzasıdır”
Dernek açıklamasını daha da sertleştirerek şu ifadeleri kullandı:
“Manisa’da hayvanları öldüren sistemin altında yalnızca iktidarın değil, muhalefetin de imzası var.
AKP emir veriyor, CHP uyguluyor. Hem iktidar hem muhalefet bu cinayete ortaktır.”
“Tarzan’ın çocuklarına umut olan Manisa, bugün hayvanların mezarına döndü”
“Bu şehir bir zamanlar doğa sevgisiyle anılırdı. Bugün ise hayvanların çığlıklarının duyulduğu bir ölüm şehrine dönüştü.”
“Bu bir hayvan kıyımı değil; devletin vicdan kaybıdır”
HAKDEM açıklamasını şu sözlerle bitirdi:
“Bu ülkede hayvanlara yaşam hakkı bile reva görülmüyorsa, hiçbir vatandaş güvende değildir.
Manisa’daki kamplar derhal kapatılmalı, sorumlular yargılanmalı ve tüm belediyeler hesap vermelidir.
Bu bir hayvan katliamı değil; devletin vicdan kaybının resmidir.”