Hidayet Baysal: “Kerkük’te Çözümsüzlük Derinleşirse, Sınırın Bu Yakasında da Barış Zedelenir”

“Kerkük, Etnik Temsilin Test Alanıdır”

Hidayet Baysal, Kerkük’teki etnik dengeyi korumanın, sadece şehirde yaşayan halkların değil, bölgesel barış aktörlerinin de sorumluluğunda olduğunu vurguladı:
“Türkmen, Kürt, Arap ve diğer toplulukların birlikte yaşadığı Kerkük, yalnızca coğrafi değil, insani bir sınavdır. Eğer bu şehirde adalet, eşit temsil ve birlikte yaşam kültürü sağlanamazsa; Irak içinde siyasi bölünmeler, Orta Doğu genelinde ise yeni güvensizlikler kaçınılmaz olur.”

“Türkiye, Hak Odaklı Dış Politika Çizgisini Terk Etmemelidir”

Baysal, Türkiye’nin Kerkük’e ve bölgeye yaklaşımında dengeli ve ilkesel bir tutum sürdürmesinin önemine değinerek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye'nin bölgedeki varlığı sadece sınır güvenliğiyle sınırlı olmamalıdır. Adaletli, ilkeli ve barışçıl bir dış politika; hem komşularımızın iç barışına katkı sağlar hem de ülkemizin uzun vadeli çıkarlarını güvence altına alır. Geçmişte yaşanan hataların tekrar edilmesine izin verilmemelidir.”

“Şanlıurfa’nın Duyarlılığı, Coğrafi Sınırları Aşan Bir Değerdir”

Şanlıurfa’nın tarihsel olarak farklı halkların buluşma ve kaynaşma noktası olduğunu hatırlatan Hidayet Baysal, şehirdeki toplumsal barışın, dış politikada da referans alınması gerektiğini belirtti:
“Urfa, etnik ve dini kimlikleri zenginlik olarak gören bir şehir kültürüne sahiptir. Kerkük gibi şehirlerde yaşanan eşitsizlik ve dışlanmışlık duygusu, bizlere yabancı değildir. Bu nedenle biz Şanlıurfa’dan, yalnızca sınır komşusu bir ülkeye değil, aynı zamanda ortak kader taşıyan halklara sesleniyoruz: Adalet istiyoruz.”

“Kerkük İçin Diplomatik Çözüm, Halklar İçin Eşit Paylaşım Gerekli”

Baysal, açıklamasının sonunda Gelecek Partisi’nin yaklaşımını şu sözlerle özetledi:
“Kerkük’teki mesele, sadece siyasi bir çekişme değil; tarihsel yüklerin, kimliklerin ve çıkarların çarpıştığı karmaşık bir sorundur. Bu nedenle çözüm de çok boyutlu olmalıdır. Gelecek Partisi olarak bizler, halklar arası barışı önceleyen, temsil eşitliğini esas alan ve dış politikada insan onurunu merkeze alan bir anlayışı savunmaya devam edeceğiz.”