![]() |
Tweet |
“Mevcut anayasa değişmeli; fakat yöntemi, içeriğinden daha önemlidir”
Başkan Baysal, 1982 Anayasası’nın darbe koşullarında hazırlandığını ve zamanın ruhuyla artık örtüşmediğini ifade etti. Ancak iktidarın sunduğu yeni anayasa perspektifinin, çoğulcu değil, tekçi bir zihniyetin ürünü olduğunu savunarak şu ifadeleri kullandı:
“Bugün Türkiye yeni bir anayasayı değil, önce yeni bir yönetim anlayışını tartışmalıdır. Anayasa, sadece metin değişikliği değil; hukuk, özgürlük ve yönetim anlayışında bir yenilenmedir. Bu nedenle halkı dışlayan, muhalefeti ötekileştiren ve parlamentoyu işlevsizleştiren bir iktidarın hazırlayacağı anayasa, ne kadar yeni olursa olsun, bu ülkeye adalet getirmez.”
“Yeni anayasa söylemi, halkın acil gündeminden bir kaçıştır”
Baysal, özellikle ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve sosyal yardımlarda yetersizlik gibi sorunların halkın canını yaktığı bir dönemde, yeni anayasa tartışmasının suni gündem olduğunu ifade etti:
“14 bin lira emekli maaşıyla geçinmeye çalışan vatandaşın, ayda 20 bin lirayı bulan kira bedelleri karşısında yaşam savaşı verdiği bir Türkiye’de yaşıyoruz. Gençler umudunu kaybediyor, çiftçiler toprağını bırakıyor, sanayici önünü göremiyor. Bu sorunlar ortadayken anayasa tartışması, halkın gerçek gündemini karartmak için bir sis perdesi işlevi görüyor.”
“Kurumlar değil, ilkeler güçlü olmalı”
Baysal, yapılacak bir anayasanın ancak kuvvetler ayrılığına, ifade özgürlüğüne, yargı bağımsızlığına ve adil temsile dayandığında anlamlı olacağını belirterek açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“Güçlü liderler değil, güçlü kurumlar gereklidir. Mevcut yönetim sistemi denge ve denetim mekanizmalarını zayıflatmış, tek merkezli kararlarla ülkeyi yönetilebilirlikten uzaklaştırmıştır. Yeni anayasa çağrıları, bir kişinin yeniden adaylığını meşrulaştırmak, yargıyı daha fazla tahakküm altına almak ve parlamentoyu tamamen etkisiz hale getirmek amacı taşıyorsa; biz buna karşı açık bir duruş sergilemeye devam edeceğiz.”
“Gelecek Partisi olarak bizler, halkın iradesine dayanan, özgürlükçü ve adil bir anayasa fikrine evet diyoruz. Ancak bunun ön koşulu; samimi, kapsayıcı ve milletin tamamını içine alan bir mutabakat zemininin oluşturulmasıdır. Aksi her çaba, krizi çözmez, derinleştirir.”