![]() |
Tweet |
Köse, Trabzon’un çay, fındık, balıkçılık ve turizm gibi çok yönlü üretim alanlarına sahip olduğunu; ancak bu potansiyelin merkezi ekonomi politikalarında yeterince karşılık bulmadığını vurguladı. “Karadeniz’in insanı çalışıyor, üretiyor ama ürününden kazandığı, alın terine denk düşmüyor. Bu tablo, emeğin itibarsızlaştığı bir ekonomi anlayışının sonucudur” ifadelerini kullandı.
“Çay dalda, fındık harmanda, balık ağda değer kaybediyorsa; üretici değil, sistem sorgulanmalıdır.”
“Gençler Gidiyor, Sahil Şehirleri Göçle Değil Geçimle Anılmalı”
Köse, Trabzon’da gençlerin memleketlerini terk etme eğiliminde olduğunu, kıyı illerinin yalnızca yaz sezonuyla değil, kalıcı istihdamla güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. “Turizm 3 ay sürüyor ama işsizlik 12 ay. Üniversite okuyan gençler, burada iş bulamayacağını bildiği için daha mezun olmadan gitmeyi planlıyor. Bu, bir memleket meselesidir” dedi.
“Krediye, Teşviğe, Yatırıma Ulaşmak İçin Önce Merkezde Olmak Şart Mı?”
Köse, kırsal ve çevre illerde yatırımın hâlâ büyükşehir merkezli sürdüğünü, Karadeniz gibi üretim kültürü olan bölgelerde girişimcilerin finansmana erişimde ciddi engeller yaşadığını ifade etti. “Trabzon’da bir genç girişimci krediye ulaşamıyor ama İstanbul’da ofis açana teşvik yağıyor. Bu sistem, bölgesel uçurumu derinleştiriyor” diye konuştu.
Hüseyin Cahit Köse açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Biz Anahtar Parti olarak, Trabzon’un sadece tabiatını değil, emeğini de savunuyoruz. Bu şehrin alın teri, İstanbul’un semtlerinden daha az değerli değil. Biz kıyıda balıkçının, dağda fındık işçisinin, çay ocağında çalışan gencin sesi olmaya geliyoruz. Türkiye’de refah her bölgeye eşit ulaşmadan, adalet sağlanamaz. Biz bu adaleti inşa etmeye kararlıyız.”