![]() |
Tweet |
Acı Bir Gece, Unutulmaz Kahramanlar
Çınaroğlu, o gün yaşananları tarif ederken sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu katliam, tarihin karanlık sayfalarına yazılmış bir insanlık suçudur. Silahsız, korumasız, sadece görev için yola çıkmış gençlerimizi hedef alan hain pusunun hesabı asla kapanamaz. Aralarında öğretmenlerin de olduğu 40 yiğit, o gece karanlık bir kuyunun içine çekilip, kalaşnikofların, bixi ve kanasların namlularından çıkan tam 7500 mermiyle tarandı. Bu sadece bir katliam değil, aynı zamanda vatanın kalbine saplanmış bir hançerdir.”
Hafızalarda Taze Kalan Bir Yara
Ülkenin hâlâ bu acıyı gerektiği gibi anmadığını, bu unutuluşun büyük bir vefasızlık olduğunu vurgulayan Çınaroğlu, “Şehitlerimizin hatırası sadece anılarda değil, devlet politikalarında da yaşatılmalıdır. O gece can veren 33 kahramanımız, bizim tarihimizdir, onurumuzdur. Ama ne yazık ki bu olayın üzeri sürekli örtülmeye çalışıldı. 32 yıl geçmesine rağmen, o hain saldırının failleri tam olarak hesap vermedi. Bu, Türk milletinin hafızasında derin bir yara olarak kalmaya devam ediyor” diye konuştu.
Terörle Mücadelede Taviz Olmaz
Çınaroğlu, geçmişteki çözüm süreçlerine dair eleştirilerini de dile getirdi. “Geçmişte terörle mücadele yerine bazı tavizler verildi, ‘barış’ masallarıyla gerçeklerin üstü kapatıldı. Oysa o gece şehit edilen gençlerimizin ruhu, bu tavizlere asla razı olmaz. Terörle mücadelede en küçük bir gevşeme dahi milletimizin birliğine, devletimizin bekasına kastetmektir. Unutmamalıyız ki, bu topraklarda huzur ve güvenlik sağlanmadan hiçbir kalkınma mümkün değildir.”
Konuşmasını Atatürk’ün şu öğüdü ile tamamladı: “Yüce ulusuma öğüdüm odur ki, bağrında yetiştirerek başının üzerine çıkaracağı adamların ‘kanlarında ve vicdanlarındaki’ gerçeği çözümlemekten bir an için ödün vermesinler.” Çınaroğlu, “Bizler de bu öğüdü rehber edinmeli, vatan evlatlarının kanını yerde bırakmamalıyız” diyerek sözlerini noktaladı.