![]() |
Tweet |
Mahir Sayın, Türkiye’nin KKTC ile olan ilişkilerinde tarihi, kültürel ve hukuki sorumluluğunun altını çizerek, bu bağın ancak adil, saydam ve yerel iradeye saygılı bir yönetim anlayışıyla sağlıklı bir zemine oturabileceğini söyledi. Türkiye’nin Kıbrıs’a sadece maddi değil, yönetsel bakımdan da katkı sunma sorumluluğu bulunduğunu belirten Sayın, yaşanan sorunların temelinde temsil zafiyeti ve kurumsal dengesizlikler olduğunu vurguladı.
“Kıbrıs Türk halkı, kendi geleceğini tayin etme iradesine sahiptir. Türkiye ise bu iradeyi destekleyen, güçlendiren bir dost ve kardeş ülke olarak konumlanmalıdır. Bu süreçte kurumsallığın, hesap verebilirliğin ve demokratik teamüllerin güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.”
“YÖNETİM ŞEFFAFLIĞI VE TOPLUMSAL GÜVENİN TESİSİ KAÇINILMAZDIR”
Sayın, Kıbrıs’ta son dönemde artan yönetim tartışmalarının, halkın kurumlara duyduğu güveni zedelediğini ve bu durumun adadaki siyasi istikrarı olumsuz etkilediğini dile getirdi. KKTC’nin kendi anayasal düzeni ve demokratik yapısı içinde hareket etmesinin, hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde saygınlık açısından önem taşıdığını ifade eden Sayın, siyasi aktörlerin halkla aralarındaki temsil ilişkisini güçlendirecek adımlar atması gerektiğini belirtti.
“Kıbrıs Türk toplumunun refahı ve yönetime olan güveni, ancak adil ve katılımcı süreçlerle pekişebilir. Gelecek Partisi olarak biz, bu zeminin sağlıklı biçimde inşa edilmesini destekliyoruz.”
“TÜRKİYE-KIBRIS İLİŞKİLERİNDE KARŞILIKLI SAYGI VE ORTAK GELECEK VİZYONU ESAS ALINMALIDIR”
Mahir Sayın, açıklamasında Türkiye-Kıbrıs ilişkilerinin geçmişten bugüne taşıdığı önemin altını çizerek, bu ilişkinin karşılıklı güven, şeffaflık ve ortak vizyon çerçevesinde sürdürülmesinin gerekliliğine dikkat çekti. Türkiye'nin KKTC’ye yaklaşımının, demokratik değerleri önceleyen ve adanın iç dinamiklerine saygı duyan bir çizgide ilerlemesi gerektiğini belirten Sayın, Gelecek Partisi’nin bu konuda ilkeli bir duruş sergilemeye devam edeceğini söyledi.
“KKTC’deki kardeşlerimizin huzuru, istikrarı ve demokratik temsil hakkı bizim için son derece kıymetlidir. Bu duyarlılıkla hareket etmek, yalnızca siyasi değil, insani ve ahlaki bir sorumluluktur.”