|
Tweet |
Yıldırım, toplumu ayakta tutan güven, emanet ve sorumluluk duygularının zayıflamasının, kamu düzeninden sosyal hayata kadar her alanda derin yaralar açtığını söyledi. Aile yapısındaki kırılganlığın arttığını, liyakat ve adalet ilkelerinin geri plana itildiğini vurgulayan Yıldırım, sağlık, yargı, spor ve kamu yönetiminde yaşanan olumsuz örneklerin tekil olaylar değil; yaygın bir değer kaybının işareti olduğunu dile getirdi. Hukukun ve denetimin kişilere göre değil, ilkelere göre işlemesi gerektiğini belirten Yıldırım, soruşturmaların baskıdan uzak, şeffaf ve kararlı biçimde yürütülmesinin toplumsal barış için zorunlu olduğunu ifade etti.
Ekonomik alanda ise vatandaşın giderek artan bir geçim baskısıyla karşı karşıya bırakıldığını söyleyen Yıldırım, gelirlerin eridiği, borçlanmanın olağanlaştığı bir düzende sosyal adaletin sürdürülemeyeceğini kaydetti. Üretim, tarım ve hayvancılığın geri plana itildiği; buna karşılık faiz ve rant merkezli bir anlayışın öne çıktığı mevcut politikaların, hem gıda güvenliğini hem de yerel ekonomileri zayıflattığını vurguladı. Kamu kaynaklarının öncelikle aileyi, emeği ve üretimi güçlendirecek alanlara yöneltilmesi gerektiğini belirtti.
Açıklamasının sonunda Mehmet Yıldırım, Türkiye’nin gerçek toparlanmasının geçici ekonomik reçetelerle değil; ahlakı, adaleti ve maneviyatı merkeze alan bütüncül bir yönetim anlayışıyla mümkün olacağını vurgulayarak, Yeniden Refah Partisi’nin bu ilkesel duruşu kararlılıkla savunmaya devam edeceğini ifade etti.