![]() |
Tweet |
“Adaletin Geciktiği Her Gün, Vicdanın Sessizliğe Alışmasıdır”
Tokgöz, katliamın ardından geçen 32 yıla rağmen kamuoyunu tatmin eden hiçbir adli neticenin ortaya çıkmamış olmasının, devlete olan güveni zayıflattığını ve toplumsal hafızayı kanattığını belirterek şöyle konuştu:
“Başbağlar’da 33 insan, göz göre göre kurşunlara hedef oldu. O gece orada olanlar, yalnızca bir terör eyleminin değil; devletin zafiyetinin ve toplumsal adalet duygusunun test edildiği bir dönüm noktasıydı. Bugün, hâlâ netlik kazanmayan detaylar varsa, bu yalnızca geçmişin değil, bugünün de yüküdür.”
Saadet Partisi’nin adalet, insanlık onuru ve hakkaniyet ilkeleri doğrultusunda bu tür olaylarda susmayacağını vurgulayan Tokgöz, şunları dile getirdi:
“Başbağlar’da yaşananlar sadece fiziksel bir saldırı değildi. O gece, birlik duygusu hedef alındı, güven duygusu yerle bir edildi. Bu trajediyi görmezden gelmek ya da zamanın tozlu raflarına terk etmek, benzer acıların yeniden yaşanmasına davetiye çıkarmaktır.”
“Ne Başbağlar Unutulur, Ne De Hakikat Gölgeye Bırakılır”
Tokgöz açıklamasının devamında, Başbağlar Katliamı’nın başka acılarla karşılaştırılamayacak kadar özel ve tarihsel öneme sahip olduğunu belirtti:
“Bu topraklar, çok acı gördü. Ama Başbağlar’ın acısı, yüreklere dokunan bir çağrıdır. Bugün, bizden beklenen; bu çağrının gereğini yerine getirmek, adaletin gerektirdiği cesareti gösterebilmektir. Ne suçluların gizlenmesine, ne de olayın üzerinin siyasetle örtülmesine rıza gösterebiliriz.”
Mehmet Zahit Tokgöz, açıklamasını şu derin ifadelerle sonlandırdı:
“Başbağlar’da kaybettiğimiz 33 kardeşimizin ardından geçen her yıl, bize şu soruyu yeniden sorduruyor: Gerçekle ne zaman yüzleşeceğiz? Biz, Saadet Partisi olarak bu yüzleşmeden kaçmayacağız. Bu ülkenin geçmişiyle barışması, ancak adaletin cesurca sağlanmasıyla mümkündür. Başbağlar’ı unutmak, geleceği karanlıkta bırakmaktır. Buna asla izin vermeyeceğiz.”