![]() |
Tweet |
Başkan Metin Baydar açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Eğitim sistemimiz, liyakat ilkesine dayalı olarak ilerlediği sürece sağlam bir toplumsal yapı kurulabilir. Akademik unvanlar; bilgiyle, emekle ve yıllar süren birikimle elde edilmesi gereken değerlerdir. Bu nedenle, herhangi bir sahtecilik ya da usulsüzlük iddiası doğrudan kamu güvenini ve gençlerimizin eğitim hakkını ilgilendiren bir başlıktır.”
Kamuoyuna “400 akademisyenin sahte diplomalarla atandığı” şeklinde yansıyan haberlerin Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından yalanlandığını hatırlatan Baydar, kamuoyunun resmi açıklamalara dayalı olarak bilgilendirilmesinin önemine vurgu yaptı:
“DMM tarafından yapılan açıklamada, soruşturmada akademisyen statüsünde herhangi bir kişinin yer almadığı belirtilmiş olsa da, bu tür iddiaların kolaylıkla yaygınlık kazanması, kamuoyunda şeffaflığa olan ihtiyacın arttığını göstermektedir. Bu yalnızca bir adli süreç değil; yönetimsel ve kurumsal bir iletişim meselesidir.”
Metin Baydar, Anahtar Parti olarak meseleyi siyasi değil, toplumsal sorumluluk perspektifiyle değerlendirdiklerini belirterek şu değerlendirmede bulundu:
“Üniversitelerimizin itibarı, bireysel başarılarla olduğu kadar kurumsal dürüstlükle korunur. Atama süreçlerinin denetlenebilir olması, belge doğrulamalarının şeffaf şekilde yürütülmesi ve bu tür olayların tekrarının önlenmesi için gerekli tüm mekanizmaların işletilmesi, güven duygusunun yeniden inşası açısından elzemdir.”
Başkan Baydar açıklamasının sonunda kamuoyuna da şu çağrıda bulundu:
“Şanlıurfa’da ve ülkemizin dört bir yanında eğitimle yükselmek isteyen her bireyin hakkı korunmalıdır. Sahte unvanlarla makam işgal edenlerin değil, alın teriyle başarıya ulaşanların desteklendiği bir düzenin inşası hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu nedenle halkımızı, doğruluğu teyit edilmemiş iddialardan uzak durmaya ve yalnızca resmî, belgelere dayalı kaynaklara itibar etmeye davet ediyoruz.”