|
Tweet |
Akbaş, söz konusu ifadelerin diplomatik sınırları aştığını belirterek, Türkiye’nin egemenliğine yönelik açık bir müdahale yapıldığını vurguladı.
“Bu Açıklamalar Bir Büyükelçinin Söyleyebileceği Sözler Değildir”
Barrack’ın sözlerine sert çıkan Akbaş, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Bu sözler kabul edilemez. Bir büyükelçinin sözlerini aşan ifadelerdir. Türkiye’de bir devlet yöneticisi yok mu? Bu yenilir, yutulur bir laf değildir. Herkes haddini bilecektir. Böyle bir tavır karşısında gereken diplomatik duruşun sergilenmesi şarttır.”
“Türkiye Cumhuriyeti Bağımsız Bir Devlettir, Dışarıdan Söylem Kabul Etmez”
Akbaş, Türkiye’nin bağımsızlığına vurgu yaparak, dış müdahaleye karşı net mesaj verdi:
“Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir ülkedir. Dışarıdan yapılan açıklamalarla yön verilen bir ülke değildir. Bu tür söylemler, Türkiye’yi zayıf ve yönlendirilebilir bir ülke gibi gösterme çabasıdır. Buna asla izin veremeyiz.”
“Bilmek Yetmez, Önlem Almak Gerekir”
Murat Akbaş, sürecin siyasi sorumlularına da çağrıda bulunarak şunları söyledi:
“Geçmişte ‘dünya değişecek’ deniliyordu. Bugün yaşananlar ortadayken, ‘biz biliyorduk’ demek yetmez. Eğer biliyorsanız neden önlem almadınız? Millete karşı sorumluluk sahibi olanlar, sadece konuşmakla değil, icraatla da hesap verir.”
“Millet Kimlikler Üzerinden Aldatıldı”
Toplumun yıllardır farklı değerler üzerinden kutuplaştırıldığını ifade eden Akbaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Birileri milliyetçilikle, birileri din ve inançla, birileri de Atatürkçülükle bu milleti aldattı. Sonuçta ülke zayıflatıldı, kurumlar yıpratıldı. Milletin samimi değerleri istismar edildi.”
“Lozan Yok Sayılamaz, Sevr Zihniyeti Diriltilmek İsteniyor”
Akbaş, Lozan Antlaşması üzerinden yapılan tartışmalara da sert tepki gösterdi:
“Lozan’ı yok sayan her yaklaşım, Sevr’i yeniden dayatmak demektir. Türkiye teslim alınamaz. Bu millet bunu geçmişte kabul etmedi, bugün de etmeyecektir.”
“Nüfus Yapısı ve Ekonomi Bilinçli Şekilde Zayıflatıldı”
Ülkenin demografik ve ekonomik yapısına da dikkat çeken Akbaş, şu ifadeleri kullandı:
“Ülke adeta yabancı cennetine dönüştürüldü, milli nüfus yapısı tehdit altına sokuldu. Ekonomi büyük ölçüde zayıflatıldı. Üstelik bunun sorumluluğu da Cumhuriyetin kurucu değerlerine yüklenmeye çalışılıyor. Bu büyük bir çarpıtmadır.”
“Atatürk’ün Ekonomi Modeli Bilinçli Olarak Uygulanmıyor”
Akbaş, Kemalist ekonomik modelin yıllardır devre dışı bırakıldığını savunarak şöyle konuştu:
“Devletin tüm kurumlarında serbest piyasa kutsal bir kural gibi uygulanırken, Atatürk’ün Kemalist Ekonomik Düzeni ısrarla yok sayılıyor. Sonra da utanmadan suç Atatürk’e yükleniyor. Bu açık bir gaflettir.”
“Gençliğe Hitabe Bugünü Anlatıyor”
Açıklamasında Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ne de atıfta bulunan Akbaş, şunları kaydetti:
“Gençliğe Hitabe ortadadır, bugün yaşananlar da ortadadır. Atatürk, ufkun ötesini gören bir liderdi. Bugünden bakıldığında bile ne kadar haklı olduğu net şekilde görülmektedir.”
“1700 Yıllık Miras Üzerinden Yeni Bir Siyasi Alan Açılıyor”
Akbaş, Barrack’ın İznik’in 1700’üncü yılı ve Heybeliada Ruhban Okulu üzerinden yaptığı açıklamalara da sert tepki göstererek şu değerlendirmede bulundu:
“1700 yıllık İznik mirası, dini ve siyasi hesapların merkezine konuluyor. Heybeliada Ruhban Okulu üzerinden verilen tarihler, Türkiye’nin iç işlerine dolaylı müdahaledir. Türkiye’nin egemenlik alanı, tarih üzerinden pazarlık konusu yapılamaz. Bu tür açıklamalar iyi niyetli değildir.”
“Türkiye Kendi Oyun Sahasında Mücadele Eder”
Türkiye’nin kendi kaderini kendisinin belirleyeceğini vurgulayan Akbaş, şu mesajı verdi:
“Meydan okuyana meydan onun sahasında değil, kendi sahamızda okunur. Türkiye başkalarının senaryosunda figüran değildir. Bu millet oyun kuran bir millettir.”
“Ya İstiklal Ya İstiklal”
Açıklamasının sonunda kararlılık mesajı veren Cumhurbaşkanı adayı Murat Akbaş, sözlerini şu ifadeyle tamamladı:
“Bu milletin değişmez şiarı bellidir: Ya istiklal ya istiklal. Türkiye sahipsiz değildir. Türk milleti gerektiğinde geçmişte olduğu gibi yine kendi kaderine sahip çıkacaktır.”