![]() |
Tweet |
Mustafa Üstün, tarımsal üretimin yalnızca köylerde değil, kent çevresindeki verimli arazilerde de sürdüğünü vurgulayarak, Bornova’da çok sayıda küçük üreticinin suya erişimde zorlandığını ifade etti. Verimsiz sulama yöntemleri nedeniyle hem toprak yapısının bozulduğunu hem de üreticinin maliyet yükünün ağırlaştığını belirten Üstün, bu tabloyu değiştirmek için artık klasik çözümlerden vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
DAMLAMA SULAMA HER PARSELDE ZORUNLU HALE GELMELİ
Açıklamasında modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Üstün, damlama sulama sisteminin her tarla ve bahçede standart hâline getirilmesi gerektiğini belirtti. Bu dönüşümün yalnızca öneriyle değil, destek ve uygulama kolaylığıyla hayata geçmesi gerektiğini savunan Üstün, çiftçiye verilen desteklerin bürokratik engellerden arındırılarak gerçek üreticinin hizmetine sunulması çağrısında bulundu.
Anahtar Parti olarak savundukları ayni destek modelini paylaşan Mustafa Üstün, sulama sistemlerinin Tarım ve Orman Bakanlığı eliyle doğrudan çiftçiye ekipman olarak ulaştırılması gerektiğini söyledi. Bu yöntemle hem yerli üretici firmaların destekleneceğini hem de çiftçilerin piyasa istikrarsızlığına karşı korunacağını vurgulayan Üstün, kamusal denetim sayesinde sistemin adil ve şeffaf şekilde işleyeceğini ifade etti.
VERİMLİLİK %90’A YÜKSELTİLİRSE, KAYNAKLAR HEM KORUNUR HEM DE GELİR ARTAR
Mustafa Üstün, Türkiye genelinde tarımsal sulamada %50 seviyelerinde seyreden verimliliğin, damlama sistemleriyle %90’a çıkarılabileceğini belirtti. Bu artışın yalnızca su tasarrufu değil, aynı zamanda üretim maliyetlerinin azalması ve tarımsal gelirin artması anlamına geldiğini dile getirdi. Üstün’e göre bu kazanımlar, hem gıda arz güvenliği hem de kırsalda ekonomik denge için kritik önemdedir.
Kuraklıkla mücadelede yalnızca altyapı değil, ürün deseni planlamasının da şart olduğunu belirten Üstün, Bornova’da da az su isteyen ürünlerin teşvik edilmesi gerektiğini ifade etti. Devletin bu ürünlere yönelik alım garantisi sunması gerektiğini vurgulayan Üstün, sözleşmeli üretim modelinin yalnızca büyük firmalar için değil, küçük çiftçiler için de yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.
SULAMA BİRLİKLERİ ETKİSİZ YAPI OLMAKTAN ÇIKMALIDIR
Sulama birliklerinin mevcut işleyişine de değinen Mustafa Üstün, bu yapıların yalnızca tahsis yapan değil, veri üreten, planlama yapan ve uygulamaları denetleyen kurumlara dönüşmesi gerektiğini kaydetti. Ürün bazlı su planlamasının bölgesel düzeyde yapılması gerektiğini ifade eden Üstün, her sezon hangi alana ne kadar su verileceğinin bilimsel kriterlerle belirlenmesi gerektiğini söyledi.
ANAHTAR PARTİ, SADECE ELEŞTİREN DEĞİL, UYGULAYAN SİYASETİN ADIDIR
Basın açıklamasını tamamlayan Mustafa Üstün, Anahtar Parti’nin yaklaşımının felaket senaryolarına değil, uygulanabilir çözümlere dayandığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Siyaset, sorunların arkasından yürümemeli; çözümün önüne düşmelidir. Biz Anahtar Parti olarak neyi eleştiriyorsak yerine ne koyduğumuzu da açıklıyoruz. Bornova’dan yükselen bu çağrı, tüm kentlerin kıyısında sıkışan tarımın sesidir. Bu sesi duymak, yalnızca çiftçiye değil, soframıza da saygının gereğidir.”