![]() |
Tweet |
Baraç, katliamın Türkiye'nin yakın tarihindeki en ağır insani trajedilerden biri olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Başbağlar’da silahlar sustuğunda geriye kalan; harabeye dönen evler, yetim kalan çocuklar ve susturulmuş tanıklıklardı. O gece, yalnızca bir köy değil; birlikte yaşama umudumuz hedef alındı. Başbağlar, taşın altına gizlenen bir acı değil, hafızamıza kazınan bir uyarıdır.”
“Suskunluk, Hesap Vermesi Gerekenleri Korur”
Nihat Baraç, olayın tüm yönleriyle hâlâ aydınlatılamamış olmasının kamu vicdanında ciddi bir güven kaybına yol açtığını belirtti:
“Adaletin sağlanmadığı yerde yaralar iyileşmez. Başbağlar dosyası yıllardır kapalı, fakat bu milletin hafızasında hâlâ açıktır. Suskunluk, sadece gerçeği değil; sorumluluğu da karartır. Biz, susanlardan değil; yüzleşenlerden yana olacağız.”
Baraç, DEVA Partisi’nin demokrasi, şeffaflık ve insan hakları temelinde yürüttüğü mücadeleye atıf yaparak açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Geçmişin acılarına rağmen geleceği sağlıklı biçimde inşa edebilmek, ancak hakikatle kurulan dürüst ilişkiyle mümkündür. Hesap sorulmayan her katliam, yeni kırılmaların zeminini hazırlar. Biz bu topraklarda bir daha Başbağlar yaşanmasın diye mücadele ediyoruz.”
“Başbağlar’ı Anmak, Geleceğe Söz Vermektir”
Başkan Baraç, açıklamasının sonunda Başbağlar Katliamı’nın sadece bir anma değil, bir sorumluluk çağrısı olduğunu belirtti:
“Başbağlar’da katledilen vatandaşlarımızı rahmetle yâd ediyorum. Onların anısı, bize adaleti talep etme cesareti, barışı savunma kararlılığı ve kardeşliği büyütme sorumluluğu bırakmıştır. Bu karanlık geceyi unutmadık, unutturmak isteyenlere de sessiz kalmayacağız. Başbağlar, bizim susmayışımızdır.”