![]() |
Tweet |
“HALKTAN KOPMUŞ SİYASET ANKARA’DA KENDİ KAST SİSTEMİNİ KURDU”
Siyaset geçmişi olmadığını, hiçbir partiyle organik bağ kurmadığını belirten Ulutaş, “Bugün Türkiye’de milletin değil, sistemin içindeki çıkar odaklarının sesi duyuluyor. Meclis, halktan kopmuş bir düzenin merkezi haline geldi. Kararlar orada alınıyor ama bedelini halk ödüyor. İşte bu yüzden biz yola çıktık” ifadelerini kullandı.
“PANDEMİYLE BAŞLAYAN ‘YETER ARTIK’ DUYGUSU BİR HALK HAREKETİNE DÖNÜŞTÜ”
2020 yılında pandemi sürecinde yaşadığı kırılma noktasını anlatan Ulutaş, bu dönemin ardından sosyal medya üzerinden örgütlenerek büyük bir toplumsal tepkiyi harekete geçirdiklerini belirtti:
“Konfor alanımda kalmak artık bu vatana ihanet gibi gelmeye başladı. İnsanları bir araya getirdik, Maltepe’de 11 Eylül’de yüz binlerce kişiyle miting yaptık. Hiçbir partinin arkasında olmadığı, halkın kendiliğinden yükselttiği bir direnişti bu. Sonra e-Devlet üzerinden 1 milyon 220 bin imza toplanmasını sağladık. Ama gördük ki halk ne yaparsa yapsın, Ankara’daki kapalı kast sistemi değişmiyor.”
“PARTİ KURDUK ÇÜNKÜ YAPABİLECEĞİMİZE İNANDIK”
Ömer Ulutaş, bu süreçte Toprak Partisi’ni kurma kararının plansız değil, halkın taleplerine ve iradeye dayalı olduğunu vurguladı:
“Yapabiliyorduk. Hem fikri, hem cesareti, hem iradeyi taşıyorduk. Ülkenin gerçek sahibi olan halkın partisini kurduk. Toprak Partisi bu toprakların çocuklarının alın terini, emeğini ve sömürülmeyen geleceğini temsil ediyor.”
“SİYASET BİR MESLEK DEĞİL, VATANA BORCUN ÖDENMESİDİR”
Ulutaş, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Biz siyaset yapmayı bir meslek olarak değil, vatana olan borcun ifası olarak görüyoruz. Bu ülke, sadece profesyonel siyasetçilerin değil; emeğiyle, vicdanıyla, ahlakıyla yaşayan milyonların ülkesidir. Meclis’e gerçek temsilciler girene kadar mücadelemiz sürecek.”