|
Tweet |
“İLETİŞİM KESİNTİLERİ, YALNIZCA TEKNİK SORUN DEĞİL, ULUSAL GÜVENLİK RİSKİDİR”
Ersöz, deprem sonrası yaşanan GSM erişim sorunlarına dikkat çekerek, afet anlarında kesintisiz iletişimin yalnızca bireysel ihtiyaç değil, kamu düzeni ve kriz yönetimi açısından da kritik bir unsur olduğunu vurguladı:
“Afet esnasında milyonlarca vatandaşın haberleşme kanallarına ulaşamaması, sadece bireysel mağduriyet üretmiyor. Aynı zamanda arama kurtarma koordinasyonunu, kamu bilgilendirme süreçlerini ve sosyal istikrarı da doğrudan tehdit ediyor. Bu kesintiler, teknolojik yetersizlikten çok daha ötesini ifade ediyor: sistemsel hazırlık eksiği.”
“KURUMSAL SORUMLULUK , HİZMETİN SÜREKLİLİĞİYLE TANIMLANMALIDIR”
Başkan Ersöz, afet anlarında yalnızca görünür olmakla yetinmenin kamu yönetimi anlayışında karşılık bulamayacağını ifade ederek, sorumluluğun göstergesinin kriz öncesi hazırlık ve kriz anı performansı olduğuna işaret etti:
“Vatandaşın beklentisi, yalnızca açıklama duymak değildir. Hizmetin sürdürülebilirliğidir. Operatörlerin hizmet veremediği, yönlendirici bilgilerle kamuoyu aydınlatılamadığı her dakikada, devletin kriz yönetimi refleksi sorgulanır hâle gelmektedir.”
“STRATEJİK PLANLAR, SAHA KARŞILIĞI OLMADIĞINDA GÜVEN YARATMAYI BAŞARAMAZ”
Ethem Ersöz, kâğıt üzerindeki tatbikat senaryolarının ve mevzuatların hayata geçmediği sürece kamu vicdanında karşılık bulamayacağını ifade etti. Gerçek hazırlığın; eğitimli toplum, donanımlı yerel yönetimler ve entegre kurum yapıları ile mümkün olacağını vurguladı:
“Afet planlarının başarı ölçütü, kriz anında sahada alınan sonuçlardır. Her senaryo, somut kapasiteye, güncel envantere ve uygulayıcı birimlerin gerçek zamanlı yetkinliğine dayanmalıdır.”
“KAPSAYICI VE DENETLENEBİLİR AFET YÖNETİMİ MODELİ, ULUSAL ÖNCELİK HALİNE GELMELİ”
Başkan Ersöz açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“Yaşadığımız her afet, yalnızca doğal koşulların sonucu olarak görülmemeli. Aynı zamanda yönetim anlayışımızın, hizmet kapasitemizin ve kurumlarımızın hazır bulunuş düzeyinin doğrudan çıktısıdır. Saadet Partisi olarak, afet politikalarının şeffaf, adil, sürdürülebilir ve halkı merkeze alan bir yönetim sistemi ile yürütülmesini savunuyoruz. İstanbul’da yaşanan deprem vesilesiyle tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, yönetsel sorumluluklara yönelik acil bir gözden geçirme çağrısında bulunuyoruz.”
