![]() |
Tweet |
“TÜRKİYE DEPREM KADAR ORMAN YANGINI ÜLKESİDİR”
Başkan Sebahattin Uzun, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye, bir deprem ülkesi olduğu kadar aynı zamanda orman yangınları ve sel felaketleri ülkesi. Bu nedenle dünyanın en hazırlıklı ve tecrübeli ülkesi olmak zorundayız. Ancak her yıl aynı görüntülerle karşı karşıyayız. En basit önlemleri dahi alamayan bir yönetim anlayışı yüzünden ormanlarımız, canlılarımız, köylerimiz yok oluyor.”
“KÜLLİYE’DE UÇAK FİLOSU VARSA, YANGIN UÇAKLARI NEREDE?”
Başkan Uzun, yangın söndürme çalışmalarındaki eksiklikleri şöyle sıraladı:
“Külliye’nin uçak filosu varken neden bir yangın söndürme tanker uçak filomuz yok?”
“Gece uçuş kabiliyeti olmayan uçak ve helikopterlerle yaz yangınlarına nasıl müdahale edilir?”
“İHA’larla yangın ihbar sistemi neden hâlâ kurulmadı?”
“Bakan daha önce gece görüşlü helikopterlerin sipariş edildiğini açıklamıştı; peki nerede bu helikopterler?”
“İSRAFA VAR, ORMANLARA YOK”
Başkan Uzun, hükümetin bütçe tercihlerini de sert dille eleştirerek şunları söyledi:
“2025 yılının ilk altı ayında devletin bütçesinden 1 trilyon 111 milyar TL yalnızca faize gitti. 100 milyar dolarla Kanal İstanbul hayali kuruluyor, Suriyeli mültecilere 50 ila 100 milyar dolar harcanıyor. Ama ormanlarımızı, milyonlarca canlıyı kurtaracak gece görüşlü helikopterlere, tanker uçaklara gelince para yok!”
“BU SESSİZLİK BİR SUÇTUR”
Başkan Uzun, yaşanan tabloyu “ciğerimizi parçalayan bir ihmal zinciri” olarak tanımlayarak şunları kaydetti:
“Orman köylüsünün evi yanıyor, hayvanları telef oluyor. Ormanlarımız alev alev yanarken, her yıl aynı hataların listesini televizyondan izliyoruz. Sahada ne yapacağını bilmeyen bir bakanlık yapısı ve felakete hazırlıksız bir devlet görüntüsüyle karşı karşıyayız. Bu sessizlik, bu seyir hali bir ihmalkârlık değil, bir suçtur.”
“LÜTFEN SESİMİZİ DUYUN, ARTIK YETER!”
Açıklamasının sonunda halkın duyduğu acıya ortak olduğunu belirten Başkan Sebahattin Uzun, şöyle konuştu:
“İçimiz yanıyor, ciğerimiz parçalanıyor. Ülkemin her ağacı, her canlısı bizimle birlikte yanıyor. Lütfen artık bu sessizlik bitsin. Lütfen sesimizi duyun. Orman yangınları kader değil, yönetilemeyen bir krizdir. Anahtar Parti olarak doğayı, canlıyı, insanı önceleyen bir afet yönetimi anlayışını bu ülkeye getirmeye kararlıyız. Çünkü biz bu milleti ve bu vatanı özümüzden çok seviyoruz.”