Taner Gümüş: “Suriye’deki Her Gelişme, Türkiye’nin Güvenlik Mimarisiyle Doğrudan İlgilidir”

“Cebel el-Dürüz Hattı Üzerinden Açılmak İstenen Koridor, Stratejik Bir Tuzaktır”

Taner Gümüş, İsrail’in Şam’ın güneyinden başlayarak Cebel el-Dürüz’e uzanan bölgeyi silahsızlandırma çabalarını dikkatle takip ettiklerini belirterek şu açıklamalarda bulundu:
“Suriye’de güvenlik bahanesiyle başlatılan silahsızlandırma girişimleri, gerçekte İsrail’in bölgesel nüfuzunu artırmaya ve gelecekte kurulacak yapay sınırları meşrulaştırmaya dönük bir projedir. Bu süreç, başta Türkiye olmak üzere tüm bölge ülkeleri için güvenlik riski oluşturmaktadır.”

“Paralı Askerler, Savaşın Meşruiyetini Gölgede Bırakmaktadır”

Gümüş, İsrail’in tarihi boyunca farklı ülkelerden getirdiği paralı askerleri güvenlik gücü olarak kullanmasının uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı olduğunu belirtti. Özellikle Gazze, Batı Şeria ve Suriye’de görev alan paralı askerlerin sayısının on binlerle ifade edildiğini dile getirerek:
“1940’larda kurulan Mahal Örgütü’nden günümüze kadar uzanan bu paralı asker geleneği, bugün MOSSAD ve İsrail Ordusu’nun temel kadrosunu oluşturur hale gelmiştir. ABD, Fransa, Eritre ve Etiyopya’dan getirilen on binlerce paralı askerin kullanılması, savaş hukukunun açık ihlalidir.”

İsrail güdümündeki bazı dini figürlerin Dürzi toplumunu Suriye yönetimine karşı kışkırtma çabalarının büyük bir provokasyon olduğunu belirten Taner Gümüş, bu girişimlere karşı çıkan Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat’ın tutumunu ise “bölge barışı adına önemli bir refleks” olarak değerlendirdi.
“Dürzi toplumunu vekil güç haline getirmek, bölgede yeni çatışmaların ve bölünmelerin zeminini hazırlamak demektir. Bu tehlikeye karşı sadece Suriye değil, tüm İslam dünyası sorumluluk üstlenmelidir.”

“Türkiye Sadece İzlememeli, Bölgesel İstikrarın Teminatı Olmalıdır”

Yeniden Refah Partisi Niğde İl Başkanı Taner Gümüş, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Türkiye, sınırlarının hemen ötesinde oynanan bu oyuna karşı sadece izleyici konumda kalamaz. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliği, Türkiye’nin milli güvenliğinin bir parçasıdır. Bu süreçte kararlı, ilkeli ve milli duruş sergilemek elzemdir. Yeniden Refah Partisi olarak bu konuda atılacak her sorumlu adımın destekçisiyiz.”