![]() |
Tweet |
Gömüç, TÜRK-İŞ tarafından açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı verilerine dikkat çekerek, “Toplumun büyük çoğunluğu artık geçinmeyi değil, hayatta kalmayı tartışıyor. Buna rağmen protokol hâlâ imzalanmıyor. Bu, açıkça sorumluluktan kaçmaktır” dedi.
“Gerçekler Gün Gibi Ortada, İrade Neden Yok?”
TÜRK-İŞ’in Temmuz 2025 raporuna göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 26.413 TL’ye, yoksulluk sınırının ise 86.036 TL’ye yükseldiğini hatırlatan Taşkın Gömüç, “Bu veriler yalnızca ekonomik birer gösterge değil, aynı zamanda bir uyarıdır. Bu şartlarda kamu çalışanı hâlâ TÜİK enflasyonuna mahkûm ediliyorsa, mesele teknik değil, ahlakidir” ifadelerini kullandı.
“Açlık sınırı artık asgari ücreti geçmiş durumda. Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti 34 bin liraya yaklaşmış. Buna rağmen protokol metni hâlâ imzaya açılmamışsa; bu yalnızca ihmalkârlık değil, bilinçli bir körlüktür.”
“Kadro ve Statü Sorunları Kronikleşiyor, Kimse Duymazdan Gelmemeli”
Taşkın Gömüç, taşeron sisteminden geçen ama tam haklara hâlâ kavuşamayan işçiler, belediye iştiraklerinde görev yapan güvencesiz personel, yardımcı hizmetliler ve teknik personelin yıllardır çözülemeyen problemlerine de dikkat çekti:
“Aynı işi yapıp farklı maaş alan, farklı statüye tabi tutulan insanların bulunduğu bir kamu yapısında huzur olmaz. Bu yalnızca adaletsizlik değil, kurumsal çürümeye davetiyedir.”
“Geciken Protokol, Ertelenen Hayat Demektir”
Protokolün uzamasının sadece zam oranlarını değil, aile bütçelerini, borç ödeme planlarını, çocukların eğitim giderlerini ve temel geçim hesaplarını altüst ettiğini ifade eden Gömüç, “Emekçinin zamanla yarıştığı bir düzende yönetim süreci yavaşlatıyorsa, bunun bedelini çalışan öder; bunun hesabını da halk sorar” dedi.
“Anahtar Parti, Geleceği Erteleyenlerin Değil, Hakkı Teslim Edenlerin Yanındadır”
Taşkın Gömüç açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“Bizler Anahtar Parti olarak, alın terinin karşılığının yalnızca bütçe imkanlarıyla değil, vicdanla da hesaplandığı bir düzen kurmak için yola çıktık. Protokol derhal hayata geçirilmeli, kamu çalışanlarının maaşları yoksulluk sınırına göre yeniden düzenlenmelidir. Geciken her gün, yoksulluğu derinleştirir; biz bu suskunluğun değil, çözümün tarafıyız.”