|
Tweet |
“YÜKSEK GERİ ÖDEME TUTARLARI EMEKLİ İÇİN HAYAL BİLE DEĞİL”
Dilbaz, sosyal konut projelerinde öngörülen geri ödeme tutarlarının, bırakın emekliyi, asgari ücretlinin bile altından kalkamayacağı düzeyde olduğunu vurguladı:
“Rakamlar çok yüksek. Geri ödemeler 9.500 liradan başlıyor. Asgari ücretlinin bile ödeyemeyeceği taksitleri emeklinin karşılaması imkânsız. Peşinat yüzde 10; emeklinin o parayı biriktirmesi zaten mümkün değil.”
“KİRAYI ÖDEYEMEYEN EMEKLİ NEREDE YAŞAYACAK?”
Dilbaz, kira fiyatlarının ulaştığı seviyeler nedeniyle on binlerce emeklinin evsiz kalma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi:
“Yarın ev sahibi çıkıp ‘Kiramı artırdım’ dediğinde emeklinin ne yapacağını soran yok. Kira ödeyemeyen emekli sokağa mı çıkacak? Hangi politika bu soruya cevap veriyor? Emekli bugün barınma hakkını bile koruyamıyor.”
“MEVCUT YASA EMEKLİYİ KORUMUYOR; ÇÖZÜM YENİDEN YASA YAPMAKTIR”
Dilbaz, köklü değişim yapılmadan hiçbir düzenlemenin emekliyi ayağa kaldırmayacağını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Çözüm çok nettir. Ya önceki yasamıza geri döneceğiz ya da yeni bir emeklilik yasası yapacağız. Mevcut sistem emekliyi koruyan bir sistem değil. Bu yasa emekliyi mutlu etmiyor, güvence vermiyor, gelecek sunmuyor.”
“506 SAYILI YASA EMEKLİNİN ALTIN DÖNEMİYDİ”
Dilbaz, geçmişteki 506 sayılı yasanın sağladığı hakların bugünkü tabloyla kıyaslanamayacak kadar güçlü olduğunu hatırlattı:
“O dönem maaş bağlama oranı yüzde 70’ti. Emekli, hayat standardını koruyarak yaşamını sürdürürdü. Tavan ücret üzerinden prim ödeyenler tavan maaş alırdı. Bugün asgari ücretin dokuz katına denk gelen brüt maaşlara göre tavan ödeyen bir emeklinin alması gereken maaş en az 250.000 liradır.”
“BUGÜN EN YÜKSEK MAAŞ 70 BİN LİRA; EMEKLİLERİN HAKKI GASBEDİLDİ”
Dilbaz, sistemin yıllar içinde eriyen yapısının emekliyi hak ettiği gelirden tamamen uzaklaştırdığını belirtti:
“250 bin lira maaş alması gereken emekli bugün en fazla 70 bin liraya mahkûm ediliyor. Aradaki devasa fark emeklinin elinden alınmış haktır. Bu hak budamalarının bedelini milyonlarca insan ödüyor.”
