|
Tweet |
Her yıl yıl sonunda bir kez Meclis kürsüsünde konuşan Cumhur İttifakı üyelerinin Yozgat için yatırım, istihdam ve teşvik taleplerini dile getirdiğini hatırlatan Aydoğmuş, bu söylemlerin artık Yozgat halkında karşılık bulmadığını belirterek, “Sözler güzel ama sonuç yok. Yozgat artık nutuk değil, icraat istiyor” dedi.
Yozgat’ın Türkiye genelindeki istatistiklerde sürekli “birinci” sıralarda yer aldığını ancak bu birinciliklerin tamamının olumsuz alanlarda olduğuna dikkat çeken Aydoğmuş, şunları söyledi:
“Bugün Yozgat;
en çok göç veren iller arasında birinci,
yaşam kalitesi en düşük iller arasında birinci,
istihdam odaklı yatırım almayan iller arasında birinci,
organize sanayi bölgeleri boşalan iller arasında birinci,
eğitimde en zayıf iller arasında birinci,
sağlık hizmetlerine erişimde en kötü durumda olan iller arasında birinci sıradadır.
Evet, hep ‘birinciyiz’ ama bu birinciliklerin hiçbiri halkın menfaatine olan alanlarda değildir. Yozgat, vatandaşına umut veren başlıklarda ise ne yazık ki listenin en sonundadır.”
Yozgat’ın temel sorunlarının yeni olmadığını vurgulayan Aydoğmuş; gençlerin işsizlik nedeniyle göç ettiğini, sanayinin zayıf kaldığını, tarımın yeterince desteklenmediğini ve teşviklerin kâğıt üzerinde kaldığını ifade etti. Yetkinin ve bütçenin iktidarın elinde olduğunu hatırlatan Aydoğmuş, buna rağmen 23 yıldır Yozgat için kalıcı bir kalkınma hamlesi ortaya konulamamasının açık bir yönetememe hali olduğunu söyledi.
Ülke genelinde yaşanan ekonomik krize de değinen Aydoğmuş, “Adaletsizliklerle derinleşen ve bir türlü sona ermeyen ekonomik kriz, erken seçimi artık bir tercih değil, zorunluluk haline getirmiştir” dedi.
Ekonominin üretim ve istihdamla değil; esnafa kesilen ağır vergiler, vatandaşa yüklenen trafik cezaları, damga vergileri ve harç artışlarıyla ayakta tutulmaya çalışıldığını belirten Aydoğmuş, bu anlayışın maliyetleri artırdığını ve enflasyonu daha da körüklediğini vurguladı.
Aydoğmuş açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Yozgat artık laf değil, icraat istiyor. Millet, yükünü artıran değil; yükü adil paylaşan bir yönetim istiyor. Bu tablo karşısında erken seçim kaçınılmazdır.”
